Kolay kolay siyasi parti ve siyasetçilere yönelik yazmamaya özen gösteriyorum. Toplum zaten iç çamaşırına kadar siyasete bulaşmış ve artık “adamlık” ve “insanlık” siyasi görüşüne göre belirleniyor. Hatta hainliğini bile partin belirliyor.
Fakat Türk - İslam hamuruyla yoğrulmuş ve bunun dışında herhangi bir kisveye sığdırılması mümkün olmayan toplumumuzda iki Mustafa’ya veya bu iki Mustafa’nın yanında şehit olanlara veya şehit ailelerine elini, dilini uzatan oldu mu yazmamak da dilsiz şeytanlıktır kanımca.
Birincisi elbette Hz. Muhammed (s.a.v) Mustafa ve ikincisi Mustafa Kemal Atatürk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yakıştırdığı üzere bir “siyasetçi müsveddesi” bir şehit ailesine küfür etti, izlediniz ya da okudunuz. Partisi mesele değil. Her partiden sayısız müsvedde gördü bu ülke. Tek tek saymanın anlamı yok, gerçi kimse kendi fanatiği olduğu partinin müsveddesini göremez ya neyse.
Ne olursa olsun, ne denmişse densin bir şehit ailesine küfür etmek cahillik ve kişilik zayıflığından öte başka bir şey değil. Sen seçilmişsin. 83 milyonda 600'e girmiş birisin. Yani sen artık sen değilsin.
Lütfü Türkkan denen şahsiyetin bu ahlaksızlığı inanıyorum ki partisinden gerekli muameleyle cezalandırılacak ve vekilliği dahi düşürülecektir. Aksi durumda parti zan altında kalacak ve vicdan suçuna ortak olmuş olacak. Yine tekrarlıyorum partiyi hedef almak da maksatlı olur ve mesnetsiz bir saldırı olarak havada kalır. Açıkçası merakla sonucu bekleyeceğim.
BİZİM ŞEHİT BABAMIZIN YÜREK YAKAN SÖZÜ
Bizim, onların şehidi olmaz elbette ama ateş yanımıza düştü yanan hepsinden çok “bizim” oluyor. Resuller Mahallesi Muhtarı Yusuf Sağır ve ailesi, 18 yıl sonra gelen bir haberle tarifsiz duyguların içerisine girdi. Ne anlayabiliriz ne de tahmin edebiliriz hissettiklerini.
Pazartesi günü İl Jandarma Komutanı Aydın Kutlu’nun ziyaretinde Yusuf Ağabey’in isteği geri çevrilmedi ve İçişleri Bakanı Soylu’ya ulaşıldı. Dakikalar içerisinde de Soylu, Yusuf Ağabey’i görüntülü olarak aradı.
Canlı görüşmede Yusuf Sağır, Bakan Soylu’ya şu cümleleri kullandı:
“Bugün bile vatan için ölmeye hazırım. Serkan, 2003'ten beri sadece benim oğlum ve şehidim değil. O, artık Türkiye’nin oğlu ve şehidi!”
Yusuf Ağabey, sen de şunu bil ki; biz de senin oğlunuz, sen de bizim babamız, ağabeyimizsin. Sen artık Türkiye’nin babası ve ağabeyisin. Sen harika bir insansın...