Sarı akıntıya kürek çekiyor

Remzi Akbaş'ın "Sarı akıntıya kürek çekiyor" başlıklı köşe yazısı

Karasu Belediyesi'nin yaz tatilinden sonraki ikinci meclis toplantısı 4 Ekim Perşembe günü İshak Sarı'nın başkanlığında yapıldı.

Yeni dönemin seçilen meclis üyelerine baktığımda muhalefet tarafında 2-3 kişi dışında siyasetin nasıl yapıldığı ve yapılacağı noktasında tecrübeye sahip olmadığını görüyorum.

Aslında bunu da onların optimist yaklaşımlarına bağlıyorum. Dolayısıyla Başkan İshak Sarı'nın gündem maddelerinin oylanmasında çok da zorluk çekmediğini hatta zaman zaman ironik davranışına şahit oluyoruz.

Oturumun başında toplantıya katılmayan iki üyenin mazeretleri oylanarak kabul edildi ancak bu dönemde Başkan Yardımcılığı görevi verilmeyen AK Parti'nin üyesi Hüdaverdi Ağun'un da 3'den fazla mazeretsiz meclis toplantısına katılmamasına rağmen yoklamaya alınmaması dikkat çekti. Bilindiği üzere 3 ve daha fazlasında mazeretsiz katılmayan birinin üyeliği meclis kararıyla düşürülebiliyor. Ayrıca muhalefet üyelerinin de bu konuda bir itiraz ve talebi olmadı doğrusu...

Meclis toplantısına dönersek;

10 maddelik gündeme geçmeden önce Başkan Sarı gündem öncesi "Söz isteyen var mı?" diye sordu.

Yeniden Refah Parti'nin üyesi Hakkı İskender, deniz sahilindeki kıyı erozyonu ile ilgili tedbirlerin ne aşamada olduğunu sordu.

Başkan Sarı; "Bu sorunla ilgili 5 yıldır bakanlık nezdinde görüşmeler yaptık yapıyoruz. Bu konuda zaten dertliyim. Konu Cumhurbaşkanlığına kadar iletildi. Ne kadar önlemler alsak da rüzgarın yön değiştirmesi nedeniyle sürekli erozyon oluşuyor. Esasen önceden balıkçı barınağı projesinin sonradan limana dönüşmesi ile kıyı erozyonuna da olumsuz katkı yapmıştır" şeklindeki açıklaması kafaları karıştırdı. Açıkçası böyle bir mazeret bu sorunun çözülemeyeceğine işaret ediyor.

Neden mi?

Çünkü mazeretin en büyüğü liman gösterildi. Diğerleri fasa fiso...

Ee… Limanı ortadan kaldırmak mümkün olmadığına göre bu sorunlar öyle tahkimatlarla, kıyıya kayaları dökmekle çözülecek gibi görünmüyor. Eh işte, böyle birtakım pansuman tedbirlerle kıyının tahribatını geciktirmek mümkün olabilir o kadar! Ama denizi durdurmak mümkün değil...

O zaman ya limandan vaz geçilecek ya da kıyı bölgesinden!

Bu arada muhalefet tarafı da bu gerekçelere "siyaset üstü" yardımcı olacaklarını söylemesine rağmen nedense Sayın Sarı, duymamazlıktan geldi. Ya da işine gelmedi.

Bakınız;

2 Ağustos 2015 tarihinde dönemin Valisi Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun yanı sıra AK Parti'nin bazı milletvekillerinin katılımıyla 25 bin metrekare alan üzerine açılışı yapılan Sahil Park yaklaşık 5 milyon liraya mal olmuştu. Sonraki masraflarını saymıyorum.

O dönemde bu güzelim kumun üzerine beton park tesisini yapanlar limanı, rüzgarı, tahkimatların etkisiz kalacağını nasıl olur da hesap etmemişler. Kumların üzerindeki zambaklar yok edilirken, sahil kumu yapılaşma ile talan edilirken yetkililer neredeydi?

Sahil Park'ın ve Akkum tarafının tehdit altında olduğunu daha önce görev yaptığım Sakarya Kuzey Gazetesi'nin 5 Ekim 2021 tarihli sayısında ilk manşet haber yapan biri olarak önlem alınmasına dikkat çekmiştim. O günden bugüne aynı sorun karşımızda duruyor.

Belediye Başkanı bu sorunların kökten çözülemeyeceğini bilmiyor mu?

Şunu da hatırlatmakta yarar görüyorum. Sayın Sarı, sahili kurtarmazdan önce 2019 yerel seçim öncesi söz verdiği projeleri tamamlasın. O nedenle bence akıntıya kürek çekiyor.

Sonuç:

Ne yazık ki güzelim sahilimiz siyasi ranta kurban edildi.