İçim böyle çırpınıverdikçe sessizlik diz boyu, insanlar ise delirmek istiyorlar.
Kaç gece kara kara sızlandı. Şarkıların yok oluşunu bilmek belki de ölümü hatırlatıyordur hem geriye sığınabileceği bir çiçek yok…
Elbette aşık olun, ilk aşk olsun dünyaya kalan…
Hep düşünürüm istemeden birinin kalbini incittim mi diye
Pencere kenarında beklerim içimdeki heyecanla afacan çocuğu ve onun ile gece boyu didişirim…
Hissedemediklerim hatta içimdeki burukluk ise sana olan özlemdendir güzel adam…
Kıyıda kalanlar…
Benim sana emanet edemediğim şiirlerim var…
Boş verdim içimdeki yanmışlık hissini paramparça diyiverdim buselerime…
Sessiz sessiz göç ediyorlar
Boyun eğiverdim, beni sevmeyenlere…
Geriye sevdalanmış gönüller kalsın. Şiirler mecnun olmasın…
Hep içimde senin ile konuşuyorum aa elbette biliyorum şimdi bana gülüyorsundur güzel adam, bir bilsen veda cümlelerimi yazmak için kalbim ile olan mücadelemi…
Vedadır sana güzel adam git ya da kal demek yok basit aslında bittiği anlamak belki sevda yetirdi kendini ya da aklım deliriverdi.
Sen benim artık vedam olmalısın. Bir şairin kaleminde yetim kalan vedalardır. Ben güzel sevdim be ama artık kalbin hep gökyüzüne denk gelsin…
Son kez son kelime son şair vedası bu,
Bir balıkçıda son demde;
‘’Güzel adam benim artık sana emanet edebileceğim bir şiirim yok’’