Sadece insanız o kadar

Hiç düşündünüz mü? Sadece insanız o kadar. Çok zengin ya da çok fakir olduğunuzu hayal edin, inanılmaz bir kariyere sahip olduğunuzu ya da hiç kariyer hayatınız olmadığını düşünün, her ne olursanız olun sabah kahvaltısında yiyeceğiniz birkaç zeytin, bir parça peynir, biraz reçel, bir dilim ekmek ve bir bardak çaydan başka bir şey değildir.

 

Kısaca insani ihtiyaçlar bakımından hepimiz eşit koşullardayız. Birçok pozitif yönlerimizin yanında bir o kadar da negatif yönlerimiz vardır, işte bu negatif yönlerimizi bazı davranış ve olaylar karşısında gizlemeyi başaramıyoruz.

 

Her insanın ne olursa olsun, kim olursa olsun mutlaka zayıf ve güçlü tarafları vardır. Ama bunu pek belli etmemeye çalışırlar.

 

Ama unutmayın ki birçok hatayı ardı ardına ve tekrar tekrar yapabilecek kadar sadece insanız. ‘’Ay inanmıyorum! Nasıl bu kadar aptalca bir şey yapabildim’’ cümlesini zaman içerisinde o kadar çok kullanırız ki çalar saate rağmen uyanmamak, arabamızla otoyolda giderken kaçırılan çıkışlar, ocağın üzerine taşırılmış kahve, çok önemli bir telefon numarasını telefon kaydına almamak vs. vs. Arada bir hata yapmak insanın doğasında vardır.

 

Kimse mükemmel değildir, bunu gün içinde hepimiz ispatlarız. Başkalarının hatalarına gülmeden önce bunları hatırlayalım. Çünkü bizde ne zaman hata yapacağımızı bilemeyiz. Uzun lafın kısası sadece insanız o kadar.

 

Hepimiz birbirimizden farklı duygu, düşünce ve kişiliklere sahibiz.  Asıl olan içimizde büyüttüğümüz tabuları yıkarak birbirimizin duygu ve düşüncelerine, doğru ve yanlışlarına saygı duymayı bilmektir. Dış dünyaya karşı ikiyüzlü yaşamak ne kadar kötü ise kendimize karşı ikiyüzlü yaşamakta o kadar kötüdür.

 

Bu biz insanların içten içe küflenip çürümesine sebep olacaktır. Hayatı kasılmadan kendi olduğumuz gibi yaşayalım. İşte o zaman hayatımızda biz insanlara daha güzel pencereler açılacaktır. Olumlu olumsuz yaşadığımız her olaya saygı, sevgi ve gerçek yüzü penceresinden bakabilmemiz dileğiyle…