1811 tarihinde Karasu tarihinin en önemli olaylarından biri meydana geldi. 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı devam ettiği sırada Karasu Ayanı Silahşor Hacı Abdi Bey ve Karasu halkı, bir taraftan Tersane-i Amire’ye gönderilecek odun ve keresteleri hazır etmeye çalışıyor, diğer taraftan Sakarya ağzına demirleyen donanmaya ait gemilerin tadilatıyla ilgileniyordu. Tamiratı biten gemiler hiç vakit kaybetmeden gönderiliyor, tersane ve donanmanın ihtiyaçları eksiksiz karşılamaya çalışıyordu.
Yaz aylarının sonlarında Sakarya ağzındaki hareketliliği fark eden Rus donanması, birkaç büyük savaş gemisiyle ani bir baskın gerçekleştirdi. Gemiler nehir ağzından içeri girdikten sonra iskeleleri bombalamaya başladılar. Onlara karşılık vermek isteyen iki büyük Osmanlı kadırgasını ele geçirerek tayfalarını esir aldılar. Silahşor Abdi Bey adamlarıyla olay yerine gelerek top atışıyla karşılık verdi. Bu sırada olay yerine iki Rus gemisi daha geldi. İskeleleri bombardımana tutup ateşe verdiler. Nehrin her iki yakasında demirleyen tadilat halindeki Osmanlı gemilerini bombalayarak batırdılar. Balıkçı teknelerine varana kadar her şeyi yakıp yıktılar. Ardından Dikili adlı mevkiyi de bombaladıktan sonra olay yerini terk ettiler.
Abdi Bey, bu dehşet olayı sadrazama bildirmek için bir gemi hazırlatarak İstanbul’a gönderdi. Sadrazam Kör Yusuf Paşa, durumu haber alır almaz hemen Padişah II. Mahmut'a iletti. Sultan Mahmut cevaben kaleme aldığı Hatt-ı hümayununda, bu saldırının Osmanlı Devleti’ne yapıldığını, derhal gerekli önlemlerin alınacağını, Batı Karadeniz sahillerinin Osmanlı Devleti için hayati öneme sahip olduğunu yazarak Silahşör Hacı Abdi Bey'e gönderdi.
Daha önce Karasuhaber Gazetesi’nde yayınladığımız belgenin başında "Karadeniz sahilinde bulunan Karasu Kazası Muhtarı Hacı Abdi Bey tarafından bu defa gönderilen mektupta" şeklindeki ifadeden, Hacı Abdi Bey'in daha önce de saraya mektuplar gönderdiği ve karşılıklı yazışmalar olduğu anlaşılmaktadır. Hacı Abdi Bey'in, devrin Padişahı II. Mahmut ve Sadrazamları tarafından yakından tanınan biri olduğu aşikardır. Karasu, jeopolitik konumu ve bünyesinde bulundurduğu ticari-ekonomik hacmiyle dış tehditleri daima çeken bir yer olmuştur.