Reklamın kötüsü olur

Reklamcılık, pazarlama teknikleri ve halkla ilişkiler dersleri almış bir kişi olarak söylüyorum ki reklamın kötüsü olur.

Halkla İlişkiler ve Pazarlama dersi aldığımız esnada hoca 19 tane pazarlama ilkesini ezberletmişti. Uzunlukları on cümleyi bulan pazarlama teknikleri sınav sorusu olarak da karşımıza çıktı. Tüm öğrenciler geçer not aldıktan sonra aynı zamanda fakültenin de dekanı olan Ahmet Bülent Göksel, "Görüyorum ki hepimiz maddeleri anlamış ve ezberlemişsiniz. Şimdi sektöre gireceksiniz. Hepinize şu kadarını söyleyeyim. Bunlar genel ilkelerdir. Hepsinin bilimsel geçerliliği vardır. Ancak şimdi sizden hepsini unutmanızı istiyorum. Tek madde aklınızda kalsın. Satarsa iyidir" dedi.

O gün karşı çıktığım şeye bugün de karşı çıkıyorum. Pazarlamada satmaktan daha önemlidir dürüst olmak. Adil olmak. Milli, dini ve ahlaki değerlere sahip çıkmak. Satmak size para kazandırabilir. Ancak para, makam, mevki insanları daha itibarlı yapmaz.

Karasu Belediyesi tarafından hazırlatıldığı iddia edilen (en azından kutuların üzerinde yazılan bu) kandil simidi kutuları cami önünde dağıtıldı. Kutuların üstünde Karasu Belediyesi logosunun yer almasını normal karşılıyorum.

Ben "O kutuların paraları nereye gitti" demiyorum. Çünkü o kutulara gelene kadar çok daha acıklı yerlere paralar gittiğini bilenlerdenim.

Ancak ben bazı yerlerin siyasetten arındırılması gerektiğini düşünüyorum.

Siyaset her yere girerse her yer kirlenir.

Siyaset güzel bir şeydir ancak toplum menfaatleri lehine kullanıldığında.

Önceden 16 Nisan'da "Hayır" diyecek olanlara terörist yakıştırmasında bulunanlar ile cami önünde kandil simidi dağıtanlar arasında hiçbir fark yoktur.

Camide dua eden, o mübarek gecenin hatrına Allah'tan af dileyen insanlar muhtemelen bu kutuları gördüğünde yeniden tövbe etmek durumunda bırakılmıştır.

Yani kaş yaparken göz çıkarılmıştır.

Kaldı ki o kutuların oraya oldubitti ile geldiğini söylemek de inandırıcı olmaz. Çünkü bunların bir matbaa basım aşaması olduğunu biliyoruz. Belediye ile daha önce birkaç kez biz de matbaa işi yaptık. Küçücük bir detay için defalarca düzeltme yaptığımız oldu. Bize özel muamele uygulanmadıysa bu kutular da defalarca düzeltilmiş olmalı.

Peki sonunda ortaya çıkan eser mükemmel olmuş mu?

Bırakın hayır demeyi düşünenleri evet demeyi düşünen pek çok Müslüman da durumdan rahatsız.

Partili ayrımı yapmaksızın herkesin doğruya doğru yanlışa yanlış demeyi bildiği bir ortamda yaşıyoruz hamdolsun!

Gelelim reklamın iyisi kötüsü olmaz noktasına.

Reklamın iyisi kötüsü olmaz sözü bir kapitalist sözüdür. Bu söz kazanmak için her yolun mubah sayıldığı toplumlarda uydurulmuştur. Ahlaksızlıkların meşrulaştırılması için söylenegelmiştir.

Bu sözün kaynağını ve kullanılış amacını bilmeyenler kaş yaparken göz çıkarmıştır.

Kapitalizm ne olursa olsun kazanmayı İslam ise helal ve hakkıyla kazanmayı tembihlemektedir.

Kazanmaktan önemlidir adil bir şekilde kazanmak.

 

Yaza girerken bu hiç olmadı

Karasu İlçe Emniyet Müdürü Kemal Bayraktar emekli oldu. Tam yaza girerken heyecanla çalışan Müdür Bayraktar'ın birden emekliliğini istemesi kafaları karıştırdı.

Konu ile ilgili bir açıklama yapmayan ve bu konuda da bir şey söylemesinin de doğru olmadığını dile getiriyor.

Elbette memuriyet emekli olunca biten bir şey değil. Bazı etik kurallar var. Ancak biz Karasu'ya gelen ve görevini layıkıyla yapan memurların yanında yer alınması gerektiğini düşünenlerdeniz.

Karasu Sakarya'nın herhangi bir ilçesi gibi değil. Olay sayısıyla, nüfus değişkenliği ile çok dikkatle izlenmesi gereken bir ilçe.

Emniyet'in işlerini her ne kadar kolaylaştırmaya çalışsak da Karasu'nun problemli bir yer olduğunu unutmamak lazım.

Onun için buraya özel ihtimam gösterilmesi gerekiyor.

Kemal Müdür kısa sürede burada olduğunu htirmişti. Biz Karasu açısından bir kayıp yaşandığını düşünüyoruz.

Umarız bundan sonra bu şekilde kayıplar yaşamayız.

 

Demek siyasete bulaşmadı

Başbakan Binali Yıldırım katıldığı bir televizyon programında herkesi hayretler içinde bırakan bir açıklama yaptı. Yıldırım bir soru üzerine, fetö'nün siyaset ayağının olmadığını söyledi.

Şimdi bu fetö, askeriyede var, emniyette var, eğitimde var, Diyanet'te var, yargıda var, bankacılık sektöründe var, basında bile var ama siyasette yok!

Bu durum bir sonuçsa yani Başbakan'ın söylemi aslında "siyaset incelenmeyecek" anlamına geliyorsa gerçekten enteresan bir durum.

Demek ki ülkedeki rejim değişikliği bir kaç öğretmen ve imamla yapılacakmış.

Gerçekten ciddiyet önemli bir mekanizma. Hükümetin başında olan bir kişinin söylediğine de söylendiğinde algılanacak olana da çok dikkat etmesi gerekir.

Bu tabir gerçekten bağlayıcı olur.

Hem eğer gerçekten bu örgütün siyasi ayağı yoksa Hakan Şükür'ü niye arıyorsunuz ki? Futbolcu ayağından mı?

 

İki hafta sonra rahatsınız

Referandum sürecinde sona gelindi. Artık sadece iki hafta sonra çok daha başka şeyler konuşuyor olacağız.

Azıcık daha dişinizi sıkın. Neleri atlattık bunları da atlatırız hiç şüphesiz.

Ancak bu aşamaya kadar yeterince kırıcı olduğunuzu düşünmüyorsanız devam edebilirsiniz.

Sosyal medyada son akşama kadar ne olur kırıcı olmaktan vazgeçin. Referandum gelir geçer, birbirimize hep lazımız.

Ne evet diyen ne de hayır diyen vatan haini değil. Sadece biri diğerinin gerçekleri göremediğini düşünüyor. Hepsi bu.

Evet diyen de hayır diyen de aslında bu vatanın kurtuluşundan yana olduğunu söylüyor. Her ikisi de bizim vatandaşımız. Sırf bu tartışmalar yüzünden sandığa gitmemeyi düşünenler de bizim kardeşimiz.

Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik. Ne olur on gün daha kırmayalım birbirimizi ve ne olur on günün sonunda artık gündelik hayatımıza geri dönelim. Yeter bu kadar ülke gündemi konuştuğumuz.

 

Romanlara verin

Karasu bir kez daha hacizli gemi faciası yaşamakla karşı karşıya. Sahile vuran ve hacizli olduğu öğrenilen gemi uzun süre misafirimiz olacak gibi.

Elbette deposunda yakıt varsa akacak. Yağı kiri de bize hatıra kalacak.

Sahildeki bu gemi esmer vatandaşlara havale edilse. "Sökün alın, nesi varsa sizin" denilse iki dakika içinde paramparça edilir.

Özsu'da yaşananları hatırlıyorsunuzdur. Binaların yıkımı başlamadan enkazı kalmamıştı.

Bu gemi için de aynı yöntem uygulanabilir. Belki de kendiliğinden uygulanacaktır.

 

Lozan maddesi

Hani Lozan Antlaşması'nın gizli maddelerinden bahsediliyor ya. Lozan'da halledilemeyen bir Musul meselesi var. İngiltere ile yaşanan bu sorun "Irak'ın toprak bütünlüğünün bozulması durumunda Musul ve Kerkük'ün Türkiye'ye verilmesi" şeklinde bir öneri ile sona eriyor.

Zamanında o bölgede yapılmak istene referandum da İngiltere'nin "halkın bilinçsiz olduğu" yönündeki beyanı ile reddediliyor.

Şimdi ise o bölgede hem Irak'ın toprak bütünlüğü bozuluyor hem de referandum yapılması gündeme geliyor.

Arkadaşım dün o bölgenin halkı çok bilinçsizdi de şimdi birden aydınlanma mı yaşadı?

O zaman bize karşı geliyordunuz da şimdi neden referanduma taraf oluyorsunuz?

Bu İngilizlerin ilk ayak oyunu değildir.

Tüm ahlaksızlıkları "siyasi oyun" olarak değerlendiren çıkarcı zihniyetin devam ettiğinin göstergesidir.

Tabi yıllarca TRT'de terörist olarak lanse edilen talabani ve barzani'nin protokol ile karşılanması ve devlet törenlerinde arkalarına asılan bez parçalarının da sorgulanması gerektiğini unutmamak lazım.

 

Alkışlar Halil Dursun'a

Karasu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne vekil olarak gelen Halil Dursun çok temiz işlere imza atıyor. Dursun sessiz sedasız bir yönetim sergiliyor ve bence başarılı da olacak.

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yaşanan onca krizin ardından zorlu bir dönemde göreve gelen Dursun sosyal faaliyetlere de destek oluyor.

Siyasetten uzak durduğu sürece kendisinin başarılı olacağına canı gönülden inanıyoruz. Yani şimdiye kadar olan çizgisini bozmasa yeter.

 

İki tüneliniz olacak

Boğaz'ın altına tüp geçit yapılacak. Almanlar bu işi iki yılda bitireceklerini söylemiş. Japonlar iki yakadan aynı anda kazmaya başlayacaklarını ve süreyi yarıya indireceklerini söylemiş. Sıra Temel'e geldiğinde bizimki, "Ben bu yakadan kazacağım amcaoğlu karşı yakadan. Eğer ortada denk gelirsek iş erken bitecek. Denk gelemezsek iki tüp geçidiniz olacak" demiş.

Referandum sürecinde evet için Belediye ayrı çalışıyor Ak Parti ayrı.

Hayır için CHP ayrı koldan çalışıyor Hayır Platformu ayrı.

Anlayacağınıza iki taraf için de geçerli yukarıdaki fıkra.

 

Twitter günlüğü

Yalnızca şairler yaşamıyor aşkı Sadece biz o kadar iyi anlatamıyoruz yaşadıklarımızı...

Barış Manço kadar umutlu değilim ne yazık ki Anlamıyorsun değil mi...

Bana konuşma Benle konuş...

Sahip olduğun şeyler sana sahip oluyor Bilmiyorsun...

 

Fıkra köşesi

Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş. Yoldan geçen arkadaşı Hoca'ya, "Hocam kediyi yıkama ölür" demiş. Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. Kedi ölmüştür. Adam, "Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi" demiş.

Hoca, "Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü" demiş.

[Sakarya Kuzey Gazetesi, 360.sayıdan alınmıştır]