Otogarda bir kafede beklerken ve ilk çayımı içtikten sonra garson ikinci bir çay daha getirip, “Az önce içeride oturan hanımefendiyi ve beyfendiyi tanıyor muydunuz? Size çay getirmemi istediler ve ücreti ödeyip gittiler” dedi.
Çok şaşırmıştım. Nedeni olmadan, sadece içlerinden geldiği için bir iyilik yaptılar. Çok hoşuma gitti. O çayın tadı bana daha güzel geldi. İçimden “Bu altın çay çünkü iyilik ile geldi” dedim. Kaç defa böyle sebepsiz yapılan bir iyiliğe denk gelebilirsiniz ki! Bu yüzden benim için o altın çay, çok değerli idi. Belki onlara da başka birileri çay ısmarlamıştı.
Bir kafede yaşanan iyilik zinciri aklıma geldi. Sabah 7 gibi kafeye gelen bir kadın kahvesini aldıktan sonra arkasında bekleyen adamın da kahvesini ısmarlar. Sıradaki adam da kendinden bir sonraki müşterinin kahvesini ısmarlar. Sonraki müşteriler de kendinden bir sonra ki bekleyen kişiye ısmarlar. Kendi kendine artan bu iyilik zinciri için artık kafede çalışanlar, “Kahveniz bir önceki müşteri tarafından ödendi. Siz de bu iyiliği devam ettirmek ister misiniz?” diye sormaya başlar. Bu iyilik zinciri 379. sırada bozulur. Çünkü akşam 6 gibi kahvesini almak isteyen bir kadın, yine aynı soruyu soran kafe çalışanlarına “Hayır, başkasının kahvesini ödemem” diyerek bu iyilik zincirini bozar.
Ben de bir iyilik zinciri başlatmak istedim ve kafeden ayrılırken karşı masada oturan hanımefendi ve beyfendiye çay ısmalayıp ayrıldım. Belki de onlar da ayrılırken başka bir beyefendiye çay ısmarladılar. Belki de zincir hala devam ediyordur.
Akşam evde haber izlerken veya sosyal medyada karşınıza çıkan haberleri takip ederken farketmişsinizdir ki kötü haber sayısı artık çok daha fazla oldu. Belki de iyi olan şeyler artık çok yapılmıyor veya saklanıyor. Nedensiz iyilik yapın! Sırf sevap kazanmak için veya birinin ihtiyacı var diye değil, içinizden gelerek iyilik yapın! Dünyayı, yerinizde durarak değil, iyilik yaparak güzelleştirebilirsiniz. Esen kalın.
"İyilik, insanları birbirine bağlayan altın zincirdir. " - Goethe