Yeniden Refah Partisi Karasu İlçe Başkanı Osman Önal, Filistin için basın açıklamasında bulundu. Başkan Önal, “Filistin Devleti Orta Doğu’da ve Batı Asya’da Akdeniz kıyısındaki tarihi Kenan bölgesinde bulunan ve batı Şeria ile Gazze şeridinde belirtilen bölgelerde dünya siyasi kanununa göre hüküm süren Afganistan ile aynı enlemlerde yer alan bir Arap İslam devletidir” dedi. Önal açıklamasına şu sözlerle devam etti:

FİLİSTİN IRK MESELESİ DEĞİLDİR

“Yıllardır yakın kayıtlı tarih kayıtlarında İslam Sancağı altında; Selçuklu ve Osmanlı devletleri himayesi altında yıllarca huzur içinde yaşamış bir şehirdi. Osmanlı himayesinde sonra İngiltere himayesinde hilafetin kaldırılmasından sonra sömürge altında kalarak ve sonrasında da İsrail'in baskıları altında zulüm görerek bugüne gelinmiş bir Filistin devleti halkı devam etmektedir. Filistin meselesi bir ırk meselesi veya davası değildir. Filistin davası bir inanç meselesidir.

KINAMADAN ÖTEYE GEÇEMEDİK

İsrailliler, vaat edilen topraklar inancı ve davası için çalışıyor. Yani inancının gereğini yapıyor. Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa da Müslümanlar için kutsalı olduğu için bu dava uğruna uğraş vermektedir. Lakin bir cephede yer alan İsrail davası için hiçbir çalışmadan fıtratı gereği geri kalmazken biz Müslümanlar kınama yürüyüşleri, protesto gösterileri ve mitinglerden öteye geçemedik.

BAHANE BULMAK KOLAY

Bir avuç İsrailli; tüm dünyanın gözü önünde kültürel, ekonomik ve soykırımı yaparken iki milyar İslam alemi sadece dua etmeden öteye geçemiyor. Neden bu böyle hiç düşündük mü? Eleştirmek ve bahane bulmak kolay. Fakat adaleti inşa etmek zor geliyor nefislerimize. Ümmet mefhumu ve dünya İslam hilafet gücü (İslam dünyasının bir bütün olması) ortadan kaldırılınca karşı taraf için her siyasi hareket kolay hale gelir oldu.

TÜRK TÖRESİNE UYMUYOR

Yıllardır gözlemlediğim bir olguda şudur ki tüm dünya Müslümanları olarak hep kınıyor protesto ve mitingler yapıyor sloganlar atarak içimizdeki nefreti ortaya koyup o hırsla birlikte enerjiyi efora dönüştürdükten sonra yorgun bir şekilde evlerimize dönüp rahatça uyuyabiliyoruz. Yanlış anlamayın, bunu yapmayalım demiyorum. Yalnız yapabildiğimiz şu misal oluyor. Karınca gibi sadece safımızı belli etmeden öteye geçemiyoruz. Oysa bu yaptığımız ne İslam camiasına nede Müslüman Türk töresine uymamaktadır.

YA VARSIN YA YOKSUN

Bugün ki zulüm karşısında dünya Müslümanlarının tavrı hele de Türk devletinden beklenen ümmet anlayışının duruşu bu şekilde olmamalıydı. Şimdiden güç ve ekonomi diye söylemlerinizi tahmin edebiliyorum. 400 kişilik ordu ile 2000 kişilik orduyu yenenler hangi kaynağa ya da neye güvenmişti. İnancın ve güvenin aması olmaz ya varsındır ya da yoksun. İsrail zalimi inancının ve fıtratın gereğini yapıyor ve orada var. Ya biz inananlar kürsülerden nutuk atıp tehditler savuranlar neredeyiz. Bizlerin inandık iman ettik diye inandığımız İslam’ı bizden önce savunan ve bu din için cihat edip savaşan insanların değil kendileri askerinin üniformasını ve sancağını görmek yetiyordu zalimlere. Biz inancımızın gereğini yapıyor muyuz? Bunu bir anlayabilsek birçok durumun değişeceğine inanıyorum.”

Editör: Güler Çınasoğlu