Geçtiğimiz perşembe günü Karasu'ya yapılması planlanan Sosyal Gelişim Merkezi'nin temeli atıldı. 14 milyon liraya eski para ile 14 trilyona mal olacak olan Sosyal Gelişim Merkezi kesinlikle Karasu için ciddi bir kazanımdır.
Ancak belli eleştirilerin de yapılması gerektiğini düşünüyorum.
Karasu'nun bugünkü ihtiyaçları göz önüne alındığında ciddi bir konferans salonuna ihtiyaç var.
250 kişinin altında bir salon yapılması planlanıyor. Projede değişiklik yapmak mümkün mü bilmiyoruz. Ancak Karasu'da en küçük çocuk oyunu organizasyonları bile salon yetersizliğinden iki ya da üç seans oynanmak durumunda kalıyor.
Kaldı ki Karasu Şehit Üsteğmen İbrahim Abanoz Anadolu Lisesi'nin konferans salonu 300 kişiden fazla izleyici kapasiteli.
Şu anda bu salon yeterli ise yeni konferans salonu yapmanıza gerek yok. Yok eğer bu salonun yeterli gelmediğini düşünüyorsanız neden daha az kişi kapasiteli bir salon inşa ediyorsunuz?
230 küsur kişilik bir konferans salonunun yanına 100 kişilik bir de seminer salonu yapılması gündemde.
Projenin tüm detaylarına hakim değiliz ancak Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu'nun verdiği bilgilere göre konuşuyoruz.
Anlatıldığına göre bu iki salon dışında bir salon düşünülmüyor.
En azından bu iki salon birleştirilir ve eğer fiziki olarak birbirine yakınsa sahnelerinden alan kazanımı sağlanabilir. Bu şekilde belki 500 kişi kapasiteli bir salonun elde edilmesi bile mümkün olabilir.
Karasu'nun ihtiyaçları dikkate alınmadan yukarıdan gelen projelerle kaliteli hizmet etmek mümkün olmaz.
Şimdi müdahale edilebilecek bir nokta varsa müdahale edelim. Bu salon Karasu'nun konferans salonu ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Karasu'nun en az 500 kişilik bir konferans salonuna ihtiyacı vardır.
Kime sorarsanız sorun bu dediğimizi doğrulayacaktır.
Kendini sorumlu hissedenler ve karar verici mercide olanların devasa binalarla değil kullanılabilir yapılarla övünmeleri gerekir.
Yarın 230 kişilik salon yeterli gelmediğinde yine büyük paralar harcanarak devasa yatırımlar yapılması gerekecektir.
Lütfen bu konuya müdahale edelim.
O salon bize yetmez.
Alper Tatlı neden yoktu
Perşembe düzenlenen Sosyal Gelişim Merkezi temel atma töreninde gözlerimiz Alper Tatlı'yı aradı. Göremedik.
Sahneye çıkan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu konuşmasında, "Geçtiğimiz yıl içinde Karasu'dan genç bir ekip beni ziyaret etti. Karasu'da bu şekilde bir ihtiyaç olduğunu söyledi. Biz de bu projeyi onların talepleri doğrultusunda hızlandırdık" dedi.
Zeki Toçoğlu'nu her gün muhtemelen en az 20 kişi ziyaret ediyordur. Kar-Genç'in ziyaretinin üstünden bir buçuk yıl gibi bir süre geçtiğini düşünürsek 1000 kişiden fazla bir ziyaretçi sayısını buluruz.
Üstünden bunca zaman geçmiş ve 100 civarında bir ziyaretçi gelip gitmiş olmasına rağmen Zeki Toçoğlu Alper Tatlı ve Kar-Genç'i unutmadığına göre Karasu'da Alper Tatlı'nın davet edilmesi unutulmuş olabilir mi?
Sadece merak ettiğim için sordum.
Cevabını bilen varsa bize ulaştırsın biz de okuyucularımızı doğru bilgilendirelim...
Kent Konseyi meselesi
14 Nisan 2014'te Karasu Belediye Meclis Salonu'nda Kent Konseyi seçimi yapıldı. Benim de içinde yer aldığım yönetim görev başına geldi.
Kent Konseyi çok büyük bir sivil toplum kuruluşu. Kamu kurum ve kuruluşlarından temsilciler, Belediye Meclis Üyeleri, muhtarlar ve dernekler Kent Konseyi'nde söz sahibi.
Şimdi Kent Konseyi iki yıllık ömrünü tamamladı.
Önümüzdeki günlerde bir genel kurul yapılması gerekiyor.
Bizzat görev aldığım süre içinde yaşadığımız sıkıntıları aktarmak istiyorum. Kent Konseyi Yönetim Kurulu seçimi bir kere çarşaf liste ile yapılmalı. En çok oyu alan birbirinden bağımsız isimlerin oluşturduğu yönetim kurulu düzenli çalışamıyor. Onun için liste hazırlayan isimlerin izleyecekleri yolu çizmesi gerekir.
Karasu şu anda güçlü bir sivil toplum kuruluşunun eksikliğini derinden hissediyor.
Kent Konseyi'nin de işletilmesi durumunda çok önemli bir işlevi var. Yapabileceği çok şey var.
Bunu sağlamanın yolu da birbiri ile uyumlu çalışacak insanlardan oluşan bir yönetim kurulunun oluşması, uyumlu istikrarlı ve mesaisini bu işe verebilecek, Karasu için dertlenecek insanların bu işe soyunmasından geçer.
Umarız bu şekilde bir yol izlenir ve Kent Konseyi daha da güçlenir.
Kimyasal silah ve füze
Suriye'nin İblid şehrinde kimyasal silah kullanıldı.
Çocuklar öldü. Masum insanlar canlarından oldu. İçimiz acıdı.
Kimyasal silah kullanılmasını bahane eden ABD bu kez füze atışları ile Suriye'ye saldırdı.
Kimyasal silah kullanıldığında kimin öleceğini seçemezsiniz. Peki füze atıldığında kimin öleceğini seçebilir misiniz?
Onu da seçemezsiniz.
Kimyasal silah kullanan da füze kullanan da aslında kimlerin öleceğini belirleyemez.
Birini lanetlerken diğerini alkışlamak aymazlık olur.
ABD'yi takdir edenlerin alkışlarken neyi alkışladıklarını iyi incelemelerini öneririm.
Bir oyla ülke bölünmez
Referandum sürecinde sona gelindi. Allah'a şükür olsun ki ilk süreçteki hararet bir hayli azaldı.
Seçim süreçlerinde tatlı sürtüşmelerin olması normaldir. Ancak bu süreç gerçekten çok ciddi can sıkıcı başladı. Neredeyse birbirimize düşecek kadar gerginleştik.
Neyse ki sağduyu galip geldi. Şimdi insanlar duruldu.
Şimdi şu konuda anlaşalım: Türkiye Cumhuriyeti çok büyük bir devlettir. Bu devlet içinde yaşayan herkes de bu ülkenin refahının artması için çalışmalıdır.
Hepimiz aynı gemideyiz. Bu gemi batarsa hepimiz boğuluruz.
Ancak bu ülkenin bir referandumla batacağını düşünmek Türkiye Cumhuriyeti'ni küçümsemektir. Bunu düşmanlarımız bile yapamazken siz ne cüretle bu şekilde seçim çalışması yapıyorsunuz.
"Bizden olanlar vatanperver bizden olmayanlar vatan haini" diyenlerin hepsi cahildir. Hepsi bu ülkenin birliğine zarar vermektedir.
Herkesin aklı, fikri, okuması ve iradesi mevcuttur. İnsanlar birbiri ile fikir alışverişinde bulunmalı ancak karşı görüşte oy kullanacak olana da saygı göstermelidir.
17 Nisan sabahı kalktığımızda çiftçi kardeşim tarlasına, esnaf kardeşim dükkanına, memur kardeşim dairesine girecektir.
Aynı görüşte olsun olmasın hepimiz aynı ülkede yaşamaya devam edeceğiz. Kaybeden görüş kazanana hoşgörülü olacak. Kazanan görüş de bir savaş kazanmış gibi davranmayacak.
Seçimi kaybetmekten daha önemli bir şey var. Birbirimizi kaybetmek, birliğimizi kaybetmek...
Seçimi hangi görüş kazanırsa kazansın gelin biz birbirimizi kaybetmeyelim...
Meclis'te ne oldu
Karasu Belediye Meclis Toplantısı beklendiği gibi gergin geçti. Her zaman söylediğim gibi Karasu Belediye Meclisi biletli olsa izleyici çeker.
Meclisteki amiyane tabirlerden dolayı belli bir yaşın altındakilerin izlemesi de uygun değil. Onu da belirteyim.
Tamamı zorunlu olarak görüntü ile kaydedilen toplantının basın mensupları tarafından kaydedilmesine tepki gösterenler de olabilir.
Durumdan vazife çıkarmak herkesin hakkı.
Neyse biz gelelim konumuza.
Nisan Ayı Meclisinde hem faaliyet raporu okunacak ve oylanacak, hem denetim komisyonu raporu okunacak hem de encümen üyeleri ve komisyon üyeleri tespit edilecekti.
Çoğunluğun yanlış bildiği bir şeyi de düzeltelim. Belediye Meclis Üyelerinin tamamı encümen değildir. Belediye Meclis Üyesi'ni milletvekili gibi düşünürseniz encümen bakanlıktır.
Encümenler Meclis'ten oylama ile seçilir.
Muhalefette kalan partinin encümen çıkarması elbette çok nadir yaşanan bir durumdur. İki encümen üyesi seçilmesi gerekirken Ak Parti'den 3 aday çıktı. MHP de bir adayı önerdi.
Yapılan oylama sonucunda Ak Partili bir üye ile MHP'li bir üye encümen seçildi. Yani Sakarya'da ilk kez muhalefet partisinden bir bakan çıkmış oldu.
Ak Parti Grup Başkanı Raşit Eryılmaz ve beraberindeki 8 belediye meclis üyesi "Bu şartlar altında burada kalmamız mümkün değildir" diyerek salonu terk etti.
Meclis bundan sonraki oturumunu eksik üyelerle tamamladı.
Faaliyet raporu ve denetim komisyonu raporu hakkında Ak Partili üyelerin referandum sonrasında konuşacaklarını ifade etmeleri ve Meclis sonrasında basın açıklaması yapmaları Mayıs Meclisi'ni de önemli hale getiriyor.
Meclis oturumları bundan sonra çok daha farklı geçebilir kanaatindeyim.
Teşkilatın 172. yıldönümü
Polis Teşkilatı'nın kuruluşunun 172. Yıldönümü kutlandı.
Mesai kavramı olmaksızın, gerçek anlamda canını tehlikeye atarak görev yapan tüm şeferli polis memurlarımızın yıldönümünü kutlarız.
Bir yandan asayişi sağlamakla görevlendirilmişken diğer yandan teşkilat içindeki hain yapılanma ile mücadele eden teşkilat mensupları belki de hayatlarının en zor döneminden geçiyor.
Şu anda hepsinin her zamankinden daha çok morale ihtiyacı var.
Hepsine saygın görevlerinde başarı diliyoruz. Allah yardımcıları olsun...
Fıkra köşesi
Temel'in papağanı ölmüş. Neden öldüğünü soranlara Temel, "Evlendim de ondan" diyormuş. Biri, "Nasıl yani papağan karını mı kıskandı" diyince Temel, "Yok karım o kadar çok konuşuyor ki papağan konuşamadığı için çatladı" demiş.
[Sakarya Kuzey Gazetesi, 361.sayıdan alınmıştır]