Ekonomi büyüyor, enflasyon düşüyor, işler yolunda… Öyle diyorlar. Peki, o zaman neden her geçen gün daha fazla dükkan kapanıyor? Neden mahalle esnafı siftahsız günler geçiriyor? Neden bakkallar, kasaplar, manavlar birer birer kepenk indiriyor? Yoksa bu da mı “algı operasyonu”?
Şöyle bir caddeye çıkın, esnafla konuşun. Bir dükkana girin ve “İşler nasıl?” diye sorun. Alacağınız cevap üç aşağı beş yukarı aynı: “Dayanmaya çalışıyoruz ama nereye kadar?” Çünkü artık bırakın kar etmeyi, insanlar dükkanının kirasını, elektrik faturasını ödeyemiyor. Sabah erkenden açılan kepenklerin, akşam olduğunda zar zor kapandığı bir düzen var. Çoğu esnaf artık dükkanını açık tutmayı bile zarar olarak görüyor.
Eskiden esnafın en büyük derdi müşteri bulmaktı, şimdi hayatta kalmak. Çünkü masraflar her ay katlanarak artarken, kazanç aynı hızda büyümüyor. Üstelik bir de "Büyüyoruz, güçleniyoruz" masalları dinlemek zorunda kalıyorlar. Bir büyüyen var ama o küçük esnaf değil, zincir marketler ve büyük sermaye sahipleri.
Ekonomi yönetimi ne zaman sıkışsa, esnafa "Destek paketi açıklıyoruz!" diyor. Peki, bu destekler gerçekten destek mi, yoksa daha büyük bir borç bataklığı mı? "Faizsiz kredi" diyorlar, sonra esnaf o borcu kapatmak için başka bir borcun altına giriyor. Çekilen krediler geri ödenemeyince, dükkanlar icralık oluyor, insanlar iflas ediyor.
Vergiler artıyor, faturalar kabarıyor, kiralar uçuyor. Ama birileri hala “Sabredin, düzelecek” diyor. Esnaf sabır taşı değil ki, sonsuza kadar dayansın! Dükkanının ışıklarını söndüren her esnaf, aslında bir ekonomik çöküşün sessiz habercisi. Ama bunu görmek istemeyenler var. Çünkü görmek, çözüm üretmeyi gerektirir.
Şimdi dönüp bakalım: Küçük esnaf bitme noktasına gelirken, zincir marketler her köşe başına bir şube açıyor. Mahalle bakkalının yerine dev süpermarketler dikiliyor. Kasaplar kapanıyor, çünkü vatandaş et almıyor. Manavlar kepenk indiriyor, çünkü insanlar domatesi taneyle alıyor.
Ekonomik sıkıntının en net göstergesi budur işte. İnsanların en temel ihtiyaçlarına ulaşamaması. Ama sorsanız, enflasyon düşüyormuş! Market raflarında her gün değişen etiketler mi yalan söylüyor, yoksa ekonomi yönetenler mi?
Kepenkler birer birer kapanıyor, kimse umursuyor mu?
Bu ülkede esnafın yaşaması için değil, büyük sermayenin daha da büyümesi için bir sistem kurulmuş durumda. Elektrik faturası üç katına çıkarken, vergi yükü ağırlaşırken, kiralar uçarken esnaftan nasıl ayakta kalması bekleniyor?
Daha acısı ne biliyor musunuz? Esnafın bu zorluklarla boğuşurken hala umutlu olmaya çalışması. “Belki düzelir” diyorlar, “Belki biraz daha dayanırsak işler toparlanır.” Ama her geçen gün, kepenklerin biraz daha sessiz indiği bir döneme giriyoruz.
Ve işin en kötüsü, bu dükkanlar kapandığında, mahalleler sessizleştiğinde, insanlar geçim kaygısıyla boğuştuğunda, hala “Ekonomi iyiye gidiyor” diyenler olacak. İşte o zaman gerçekleri en sert haliyle yüzümüze çarpan bir şey fark edeceğiz:
Tabelalar kapanırken, sadece dükkanlar değil, umutlar da kapanıyor. Ama bazıları için fark etmez… Onlar için önemli olan, rakamların güzel görünmesi.