İki yanlış bir doğruyu götürmez, bir yanlış da bir doğruyu götüremez.
Doğru doğrudur, yanlışta yanlış... Birilerinin yanlış söylemi de herkesi aynı kategoriye sokmaz.
Bir de şöyle bir deyim vardır: Her doğru, her yerde ve her insana söylenmez.
Bir insana bir şey anlatmak istiyorsanız, önce o insanın algılama kapasitesine ve olaylara bakabilecek ilmi bilgisine bakacaksınız.
Mesala bir entellektüele köylü dilini anlatamayacağınız gibi bir köylüye de entellektüel dil ile bir şey anlatamazsınız.
Sorumluluk bilincini yüklenen insan, önce pisikoloji ve mantık dilini çok iyi bilmeli, muhatap alacağı insanlara öyle hitap etmelidir.
Bir insana bir şey anlatmak istiyorsak önce o insanın psikolojik yapısını bilmeliyiz ve mantıklı açıklamalar yaparak karşımızdaki insanı delillerle ikna ederek ve sevgi dilimizi kullanarak kalbini kazanmalıyız.
Yoksa sırf, "Laf olsun, testi dolsun" deyip bilgi birikimimizi anlatmak için konuşursak; hem çenemizi hem de karşımızdakinin beynini yorarız.
Unutmayın! Söz, Allah için söylenmeli ki Allah da sözümüzü yüceltsin.
Allah doğru söz söyleyenlerin sözünü yüceltir, riyakar ve samimiyetsiz insanların ise asla...