Hz.Hüseyin'i kim şehit etti?

Hasan Kar'ın "Hz.Hüseyin'i kim şehit etti?" başlıklı köşe yazısı

Bu sorunun da tarihi olarak eğer cevabını bulmak istiyorsak, aslında tarihteki isimler belli. Her ne kadar bazıları tezkiye etmeye çalışsa da temize çıkarmaya çalışsa da Hz.Hüseyin'in şehadetinin en baş müsebbibi Yezid'dir, Emri veren odur çünkü.

Yezid'i farklı yerlere sevk etmek için, farklı yerlerde değerlendirmek için, yok Yezid'in haberi yoktu, Yezid böyle bir şey istemedi, Şam'da işte ağladı, sızladı. Bu tarz rivayetleri ileriye sürenlerin şunun cevabını vermeleri gerekir.

Eğer Yezid rahatsızdıysa bundan, bu işi yapanları cezalandırdı mı, cezalandırmadı mı?

Biz cezalandırdığını görmüyoruz.

Dolayısıyla bu işin en baş müsebbibi Yezid'dir. Olayın en önemli isimlerinden bir tanesi Basra valisi olan Ubeydullah ibn Ziyad'dır. Çünkü Yezid ona emri veriyor ve emri uygulama noktasında harekete geçen isim odur.

O isim, gerçekten İslam tarihinin karanlık isimlerinden bir tanesidir. Zulüm noktasında, döktüğü kan noktasında çok farklı bir veballe Allah'ın huzuruna gitmiştir.

Ubeydullah'ın bu noktadaki talebini yerine getiren iki isim görüyoruz biz. Onlardan birisi Ömer ibn Sa'd, bir diğeri de Şimir ibn Zi'l-Cevşen'dir.

Ordu o Ehl-i Beyt'in işte bir avuç insanını kuşattığı zaman Kerbela'nın meydanında, Hz. Hüseyin'in yanındakiler birer birer şehit oldular, Geriye sadece o gün hasta olduğu için kurtulan İmam Zeynel Abidin kaldı. Yirmi küsur yaşlarındaydı o günlerde. Bir de onun kardeşi ve Hz.Hüseyin'in küçük oğlu olan Ömer kaldı.

Onun dışındakiler kadınlardı sadece kalanlar ve oradakilerin tamamı şehit olmuştu. O emri verenler ve o emri uygulayanlar onlardı ama Hz.Hüseyin özellikle o meydanda otuz üç mızrak yarasıyla, otuz dört ok yarasıyla yere düştüğünde halen canını Rahman’a teslim etmemişti. Ona son darbeyi vuran ise Sinan ibn Enes isimli birisiydi.

Darbeyi vurdu ve Hz.Hüseyin şehit olunca yanında, Havle ibn Yezid isimli birisi var, Sinan'a dedi ki; "Başını keselim gövdesinden. Çünkü O'nun başı bize çok itibar, çok para kazandırtacak." Ve kendisi cesaret edemedi ama Hz.Hüseyin'in başını gövdesinden ayıran isim, Sinan ibn Enes oldu. Bunlar tarihten bildiğimiz şeyler.

Şimdi bu isimlere lanetler dizmenin bize bir faydası yok. Bu isimleri çok fazla ortaya sürmenin de bize bir faydası yok. Aslında Hz.Hüseyin'i de şehit eden bir zihniyet idi. Biz o zihniyeti anladığımız zaman meselenin üzerinden ibret nazarıyla bir şeyler çıkarabiliriz.

O isimleri, o zihniyete düçar oldukları için aslında o işin içerisinde görüyoruz biz. Hz.Hüseyin gibi bir insana bu zulümleri reva gören, O'nun kanını akıtmakta beis görmeyen o zihniyetin, aslında kodlarını bir kere tespit etmemiz lazım.

Onun için "Hz. Hüseyin'i kim şehit etti?" sorusunun cevabı, şahıslarla beraber zihniyetler de olmalı.

Peki nasıldı o zihniyetler? Biraz irdelemeye çalışalım.

Hz.Hüseyin'i şehit eden zihniyet, merhametten ziyade menfaati önceleyen bir zihniyet idi. Onlar dünyevi menfaatlerini o kadar öne almışlardı ki o menfaatperestlik onların gözlerini kör etmişti ne yazık ki ve dünyaya olan ilgi, dünyaya olan hırs, dünyaya olan o alaka insana neler yaptırtabilir? sorusunun cevabıdır aslında Hz.Hüseyin'in karşısında olan o zihniyet.

Bir diğer özellik, mevki, makam, şan, şöhret... Bunları elde etmiş insanların, kaybetmeme adına ortaya koydukları zihniyet Hz.Hüseyin'i şehit etti.

Var ellerinde mevki, makam. Kimisi vali, kimisi komutan, kimisi falancanın yanında itibar sahibi, bunları ben kaybetmeyeyim, elimdeki bu imkanı elden etmeyeyim diye, bu noktada o zihniyet onlara o işi yaptırdı.

Aklını, şerefini, haysiyetini birilerine kiraya veren zihniyet Hz.Hüseyin'i şehit etti. Düşünemiyor. "Ben bunu niye yapıyorum?" Bunu düşünemiyor, gözüne o perde niye inmiş? Çünkü akıl kendisinde değil. Şeref ve haysiyeti başka yerde arıyor.

Aslında o gün Ubeydullah ibn Ziyad'ın yanında olmayı, Yezid'in yanında olmayı, şeref olarak sayıyor. Ben eğer diyor güç onların elinde, onların yanında olursam ben de güçlü olurum, Haklının yanında değil güçlünün yanında olursam ben de o güçten nasiplenirim, Böyle bir zihniyet Hz.Hüseyin’i şehit etti.

Belki çok ağır bir şey söyleyeceğim, birçok kardeşime de ağır gelebilir ama ahirete inanıyormuş gibi, cennete inanıyormuş gibi, cehenneme inanıyormuş gibi, mizana inanıyormuş gibi, sırata inanıyormuş gibi, hesaba inanıyormuş gibi davranan zihniyet Hz.Hüseyin'i şehit etti.

Eğer inanıyormuş gibi değil de inanmış birisi olarak bunu değerlendirseydi, inansaydı ve o inancının gereğini yerine getirme adına gayret içerisinde olsaydı asla devletten, Sultan’dan, güçten, Allah'tan korkar gibi korkmazdı.

Ne olursa olsun, bedeli neyse o bedelini ödemeyi göze alırdı. Bunu yapanlar oldu o gün, Hür bin Yezid onlardan bir tanesidir, Allah kendisinden ebeden razı olsun.

O insanlar, asla korkuda tevhidi sarsmadılar. Zulüm ne kadar büyümüş olsa da onlar olması gereken tavrı ortaya koydular. Ama koyamayanlar, ama bu saydığım zihniyetlere düşenler, Hüseyin'in öldürülmesine seyirci kaldılar, ya da bizzat öldürülme olayının içerisinde yerlerini aldılar.

Dolayısıyla biz meseleyi, zihniyet üzerinden ele almak durumundayız ki, Hz.Hüseyin'in kanını döken o zihniyetin, insana neler yaptırabileceğini iyice anlayalım ve bugünün dünyasında o manada alacağımız mesajlar alarak hayatımıza yön vermiş olalım.