Ünlü Haber Spikeri Reha Muhtar’ın haber başlarken mütemadiyen kullandığı bir sözü vardı. İyi hatırlarsınız şöyle başlardı. “İyi akşamlar Türkiye. Her nerede yaşanıyor veya yaşatılıyorsanız” der ve habere giriş yapardı. Ses tonu ve yorum kabiliyeti sayesinde, uzunca yıllar Türk televizyon tarihinde yerini almıştı. İyi günler iyi haftalar...
Aslında Reha Muhtar ve herhangi bir haber spikerinin habere giriş örneği, hayatımızın birçok alanında karşılaştığımız olaylara karşı buna benzer reaksiyon göstermesi doğaldır. İnsanoğlu karşılaştığı her sorun ve problemi birden fazla kategoride çözebilir ama bizler çoğunlukla basit olanı tercih ediyoruz nedense. Sonrası toparlaması zor ve güç. Dağılmış bir yemek masası ile karşılaşıyoruz, kırılan kalbi vesaire saymıyorum.
Kendi aramızda sağlanacak sulh nedense ilk tercihimiz olmuyor. Bazen o kadar basit sorunların içinden çıkılmıyor. Akli selim bir düşünce ile bakamıyoruz demek ki. Fazla tepki göstermek karşı tarafı da aynı oranda belki de bir tık daha bu oranı arttırarak tepki göstermesine sebep olabiliyor. Dönülmez bir yola girilmiş oluyor aslında ve her şey böyle başlıyor. Akli selimden uzaklaştıkça, çağdaşlıktan, demokrasiden uzaklaşıyoruz farkında değiliz. Her insan bir sorumluluk duygusu taşır ve bunun bilincinde hayatını idame ettirir. Kimi insan için bu çocukları, eşi, anne, babası, ailesi gibidir. Bu doğrultuda yaşam süreriz. Bazen bunun farkına varamıyoruz veya kaçırdığımız bir şeyler var ki yaşanan olaylara ‘biraz Fransız kalıyoruz’ sözü tam da burada aklıma geliyor.
Her şeyin toz pembe olmasını beklemiyorum bu beklenti içinde de değilim açıkçası. Hatta birbirimizi sevmeye biliriz ama herkes birbirinin fikirlerine ve düşüncesine saygı duyması gerekir. Hukuksal bir boyut yoksa şerhini koyarak tabi ki bunu söylüyorum. Bu duygu ve düşünceler ile kendinize iyi bakın hoşça kalın.