Her koyun kendi bacağından asılır mı?

Ali Keskinsoy'un "Her koyun kendi bacağından asılır mı?" başlıklı köşe yazısı

Her koyun kendi bacağından asılır, seni sokmayan yılan bin yıl yaşasın, seni sokmayan Siyonist bin yıl yaşasın tavrındayız biz.

Niye? Henüz Türkiye kapılarına gelmediler. Üzerimize bomba yağdırılmıyor, çocuklarımızı elimizden almıyorlar, çocuklarımızı gözyaşları içerisinde paramparça olmuş cesetlerini poşetlerle kabirlere koymuyoruz, bize gelmedi ya, bize ne ki, biz kendimize bakalım. Sen kendinden sorumlusun.

Hz. Ebubekir, radıyallahu anh bir hutbe okuyor, durun bugün beni dinleyin diyor? Nedir bu gaflet? Nedir kendinize bakmanız? Nedir kendinize düşmeniz? Nedir kendini kurtarırsan kurtulmuş olursun diye yanlış anladığınız?

Maide Süresi 105.Ayeti okuyarak, siz şu ayeti okuyorsunuz;

Ey iman edenler siz kendinize bakın, eğer siz kendinize sahiplenir kendinizi kurtarırsanız, sizin hakkınızda kötü düşünenler, sizin devletiniz, milletiniz, ümmetiniz Gazze’niz, Kabe’niz, medeniyetiniz, vatanınız, bayrağınız, kuranınız için dolap çevirenlerin dolapları size zarar vermez. Siz kendinize bakın, siz kendinizi kurtarırsan, size zulmedenlerin size oyun çevirenlerin oyunları size zarar vermez.

Oysa ki diyor; biz Resulullah Aleyhissalatu Vesselam işittik ki;

İnsanlar yanlışları, zulümleri, hainlikleri gördükleri halde değiştirmez. Değiştirilmesi, giderilmesi için uğraşmazlarsa, gariplere, kimsesizlere, çaresizlere, feryat edenlere yardım etmezlerse, Allah'ın onlara topluca ceza verme zamanı çok yaklaşmış demektir.

Bak şimdi ilk önce anladık ki; Allah'ımız diyor ki siz namazınızı kılın, kılın beşi kurtarın başı, hiçbir şey yok, değilmiş öyle.

Bu böyle değilmiş dostlar. Yani çalışın, namazınız ümmeti kurtarsın, orucunuz belaları tutsun, sadece karnınızın açlığını tutmayın, zekatınız, ümmetin dirilişine vesile olsun. Var olan hayasızlığı kaldırsın; niyazlarınız, zikirleriniz...

Demek ki biz birbirimizi kurtaracakmışız, burada “siz kendinize bakın”dan kasıt, bizim değilmiş nefsimiz değilmiş, şahsım değilmiş, şahsı maneviymiş, ümmetin manevi şahsıymış, insanlığın manevi şahsıymış.