Filistin meselesi

Ali Keskinsoy'un "Filistin meselesi" başlıklı köşe yazısı

Değerli okuyucularım, “Size ne oluyor da, Rabbimiz halkı zalim olan şu memleketten bizi çıkar, bize tarafından bir yardımcı gönder diye yalvaran yakaran, zayıf kalmış erkekler, kadınlar, çocuklar varken, onlar böyle yalvarırken, siz Allah yolunda, ne oldu da size savaşmıyorsunuz, niçin mücadele etmiyorsunuz, elinizden geleni niçin yapmıyorsunuz diye” ifade buyuruyor. (nisa 4/75)

Malumunuz, Siyonist devlet, onlara devlet demekte ne kadar doğru ama Siyonist güçler Filistinli kardeşlerimizi bombalamaya devam ediyorlar, her türlü eşkıyalığı her türlü terörü yapıyorlar.

Bazıları şöyle diyorlar, “Hocam Hamas bu işi başlattı, niçin başlattı keşke başlatmasaydı, niye öyle yaptı, İsrail’e karşı konulur mu?”

Değerli okuyucularım, onların neler çektiğini siz biliyor musunuz veya Hamas böyle bir saldırı yapmasaydı onlar bir şey yapmayacaklar mıydı, şimdiye kadar yaptılar, bundan sonra yapmaya devam ediyorlar.

Bakınız Filistin’in Toprakları 1948’den beri azala azala ne kadar yerleri kalmış, hele o Gazze, açık hava hapishanesi diyorlar ya, ben şu yazıyı hazırlamadan önce bakayım dedim, 360 km² bir yer, anlaşılsın diye söyleyeyim, ben Sakarya’da yaşıyorum, Sakarya’nın nüfusu 1 milyon ve yüzölçümü 4800 km², yani Gazze denilen yer Sakarya’dan 13 kat daha küçük, yani 13’te biri kadar ve orada 2 milyon insan yaşıyor, ve bu insanlar hiçbir yere gidemiyorlar, tamamen abluka altına alınmışlar, bir tarafları deniz İsrail güçleri var öbür taraftan duvar örülmüş, bir taraftan Mısır tarafı var orayı da zaten kapatmışlar, yiyecekler sınırlı içecekler sınırlı, bir de kadınlarına yapılanlar, çocuklarına yapılanlar, ara ara devamlı yapılan katliamlar baskılar, biz bu baskıları yeseydik acaba ne gibi tepki verirdik, bunu da iyi düşünmek lazım.

Yani uzaktan konuşmak çok kolay, niye böyle yaptılar da şöyle yaptılar da biz buradan böyle konuşuyoruz, bırakalım adamlar işlerini yapsınlar, bırakalım adamlar Allah için verdikleri mücadelenin karşılığını almaya çalışsınlar, ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz diyorlar onlar, bizde bu iman olması lazım.

Allahuteala, nice azlar vardır çok büyük büyüklere galip gelmişlerdir buyuruyor. (Bakara2/249)

Bedir Savaşı’nda Müslümanların adedi ne kadardı? Müşriklerin adedi ne kadardı? Yani peygamberimiz (sav) onlara karşı koymamalı mıydı?

Onlara karşı koydu ve Allah yardım etti, onun için biz seferde görevliyiz, zafer Allah’a aittir.

O kardeşlerimiz yapacaklarını yapmaya gayret ediyorlar kendi imkanlarıyla beraber, biz bize düşen görevleri yapıyor muyuz onu düşünelim, o Müslüman kardeşlerimize zulümler yapılırken içimiz sızlıyor mu? Takımımız yenildiği zaman hissettiğimiz üzüntüyü o kardeşlerimizin evleri barkları çocukları bombalanırken hissediyor muyuz bunun muhasebesini yapalım, onların fazla işine karışmayalım. Allah için dua edelim, Allah için destek olmanın gayretinde olalım.

Allahuteala cihad eden mücahit kardeşlerimize yardım eylesin, Siyonistleri kahru perişan eylesin.

Müslüman idarecilere basiret nasip eylesin. Allah bizi bu zilletten kurtarsın.

Hepsi toplanıyorlar bir araya hepsi desteklerini açıklıyorlar, ama Müslümanlar henüz seyrediyorlar, İsrail’in yaptığı bu zulme mi ağlasak Müslümanların bu haline mi ağlasak, şaşırdık.

Allah bu zilletten bizleri kurtarsın, Mevla Müslümanlara birlik beraberlik nasip eylesin. Evet birlik beraberlik yok diyoruz, ama biz kardeşimizle komşumuzla kavgalıyız onlarla bir olamıyoruz, sonra da devletlere laf ediyoruz.

Yeniden kardeşlerimiz arasında barışmanın ittifak kurmanın derdinde olalım ki, bu ittifak yayılsın Müslümanlara kadar gitsin,

Allahuteala kardeşlerimize yardım eylesin,

Allahuteala Müslümanlara birlik beraberlik nasip eylesin, zalimlerin yeryüzünden silindiğini görmeyi Allah hepimize nasip eylesin…