Her dönemin muhakkak zor, engebeli ve sancılı bir süreci zamanı vardır. Genel olarak bu süreçleri yaşayıp aydınlığa, huzura ve özgürlüğe kavuşuruz. İyi günler iyi haftalar.
Bu hafta size iki önemli günün öneminden bahsedeceğim. 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü ve 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü. Dünya İnsan Hakları Günü, 2 Dünya Savaşı'nın ağır koşullarının ardından ortaya çıkan, insan hakları evrensel beyannamesinin Birleşmiş Milletler tarafından onaylanması ve 1948 yılında birçok ülke tarafından kabul edilmesi ile dünya genelinde 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır.
Kutlamak diyorum çünkü insan hakları beyannamesindeki maddelere bakıldığında bunu fazlası ile hak ediyor. Uzunca 30 maddelik bir beyanname insan onuruna yakışan maddeler ile hazırlanmış. Çoğu ülkelerin yani hemen hemen her ülkenin imzası var ama bugüne baktığımızda savaşların ve göz yaşının olduğu ülkede ve bölgede ve bu savaşa sebep olan ülkenin de bu beyannamede imzası var. Olaylar ve yaşananlar karşısında yaptırımı olan ama olamayan BM, bu haliyle hem üzücü hem de tüm ciddiyetini yitiriyor maalesef.
Bu durum uzunca yıllardan beri tartışılan bir durum zaten. Önümüzdeki yıllar ne olur yani bu eski hali düzeni ile mi devam eder yoksa yeni yapılanma karar alma noktasında birtakım adımlar mı atılır? Bende bilmiyorum. Buradan tüm mazlum coğrafyalara insan haklarının beyannamesinin hakim olduğu, yaşadığı ve uygulandığı bir dünya olur ümidi ile...
Kıymeti okurlar, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum. Bugün ülkemizde birçok kurum ve kuruluş tarafından kutlanmaktadır. Aslına bakarsak kutlamaktan ziyade gazetecilerin güncel sorunları ve bu sorunların çözüm önerilerine yönelik toplantı ve panel gibi bir yaklaşım olsa daha kıymetli ve güzel olmaz mıydı? Ne dersiniz? Bu duygu ve düşünceler ile kendinize iyi bakın, hoşça kalın.