Erdoğan'lı mı, Erdoğan'sız mı?

Remzi Akbaş'ın "Erdoğan'lı mı, Erdoğan'sız mı?" başlıklı köşe yazısı

Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin üzerinden 20 ay gibi kısa süre geçmiş olmasına rağmen CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in erken seçim çağrısı sürekli tekrarlanır oldu.

Öyle görünüyor ki yerel seçimlerden aldığı güçle bunu devam ettirecek. Belli ki mevcut ekonomik durumu, asgari ücretliler ile emeklilere verilen maaş artışlarını koz olarak değerlendiriyor. Fırsatı lehine ve yerinde kullanmak istiyor.

Ancak bu fırsatı mevcut iktidar CHP'nin eline neden versin? Onlar da kendilerine avantaj sağlayacak en uygun zamanı bekleyecek. Olmazsa süreyi sonuna kadar kullanacak. Zaten milletvekilleri de mevcut konumlarının çıkarlarını sonuna kadar korumak ister.

CHP'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Recep Tayyip Erdoğan'ı merkeze oturtarak karşısına aday olabilecek isimleri tartışıyor.

Ekrem İmamoğlu mu olsun, Mansur Yavaş mı olsun?

Bu konuda Yavaş "Ön seçime girmeyeceğim" demesine rağmen (bence doğrusunu söylemiş) CHP'nin 11 Şubat tarihinde yapılan Grup Toplantısı’nda Genel Başkan Özgür Özel, Cumhurbaşkanı adayının 23 Mart tarihinde üyeleri ile yapılacak ön seçimle belli olacağını, sonra da parti meclisinde son değerlendirme yapılarak ilan edileceğini söyledi.

Bu duruma göre adayın İmamoğlu olacağı kesin görünüyor. İmamoğlu'nun başında soruşturma ve yargılama sopası varken neden aday gösterilmek istenmesinin stratejisini anlamak zor.

Ayrıca CHP'nin bu kadar erken aday isimlere odaklanması ne kadar doğru?

Her ne kadar Özel "Erken seçimin adayı da erken olur" mantığı ile konuşuyorsa da gelecek sürelerde yıpranması da mümkün.

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mevcut anayasaya göre zamanında yapılacak seçimde aday olması mümkün değil. Sadece meclisten erken seçim kararı çıkarsa olabilir. Bu da şimdilik olanaksız. Ya da Anayasa değişikliği yapılacak. Her iki durumda da 360 vekilin onayı gerekir. Zaten kendisi de 3.kez seçilmeden önce "Bu benim son seçimim" demişti. Herhalde sözünün arkasında duruyordur.

Ee… O halde CHP neden ona göre strateji uyguluyor. Erdoğan aday olamazsa başka bir isim de yok ve olsa bile kazanma şansı da çok zayıf. Aslında buraya odaklanması gerekir.

Hatırlarsanız, 16 Nisan 2017'de yapılan mühürsüz oyların geçerli sayıldığı şaibeli anayasa değişikliği referandumu ile birlikte cumhurbaşkanının ilk defa doğrudan halk oyuyla seçilmesinin önü açılırken, Erdoğan 2.kez adaylığını koyduğu 24 Haziran 2018'de oyların yüzde 52,59'unu alarak Cumhurbaşkanı seçilmişti. (İlk Cumhurbaşkanı 10 Ağustos 2014 yılında olmuştu.)

Seçim, esasen 3 Kasım 2019'da yapılması öngörülüyordu. Erkene alınmasının nedeni, 2017 referandumda kabul gören anayasa değişikliğinin yürürlüğe girmesi için daha fazla tartışılmadan beklenmemesi gerekçe olarak gösterilmişti.

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ise ilk kez iki turlu yapılmıştı. Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu, Sinan Oğan ve Muharrem İnce'nin yarıştığı seçimin ilk turu 14 Mayıs 2023'de yapılmış ancak yüzde 50'yi geçen aday olmayınca ikinci tura kalan Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki 28 Mayıs 2023 tarihinde yapılan seçimi Erdoğan oyların yüzde 52,18'ini alarak bazı maddeleri değiştirilen yeni anayasaya göre ikinci, toplamda üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi.

Oysa anayasanın 101.maddesinde yer alan seçilme şartları (bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir) yürürlükte olmasına rağmen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yenilenen anayasayı gerekçe göstererek adaylığını kabul etmişti.

Şimdi dördüncü adaylığı için AK Parti kurmayları formül arıyor. CHP de onların ekmeğine yağ sürüyor. Açıkça herkes biliyor ki muhalefet istemedikçe Erdoğan aday olamaz. Bebek katili Apo kartı ile DEM'le anlaşırlarsa o ayrı tabii... Mevcut şartlarda 3 yıl daha beklenir mi? İşte o da mümkün görünmüyor. Eninde sonunda erken seçim olacak ister Erdoğan'lı ister Erdoğan'sız!