Çürük ayna

Aybüke Yıldız'ın "Çürük ayna" başlıklı köşe yazısı

Leş olanlar biraz güneş ışığı alın kalplerinize.

Aşk senin kokun olmalı saçlarıma sinmesi ne güzel,

Kulaklarımda sesler adeta dans ediyor, gölgeler gökyüzünde asılı kalmış. Her yer bayat ekmek ile dolu. Ayaklarıma cam kırıkları batıyor. Ayna karşısında aşık oluyorum ve sesin saçlarımda dolanıyor.

Sana bağlanıyorum. Büyülüyor şiirlerimi kokun. Aşk alkol ile ahenk içinde. Kırmızı rujum zarafet. Kelebek delicesine kavga ediyor kurt ile

Hani kelebekler aşktı oysa her yerde kurtlar var evet asice ve kan kokusu hakim gözlerinde. Sahi kim kazandı masumları ağlatarak. İhmal etmek hep en kolayı albayım.

Sessiz çığlıklar iki imza ile gökyüzüne bıraktı ruhları, geriye bedenler ise kara kara kaldı Şarkılar hep vardı değil mi?

Hala mantıksız fikirler dünyada geziniyor. Seni andım diye zehirliyor kağıtlar beni şiirlerimde. Hüküm verilmiş.

Hüküm ilelebet silinmesi şiirlerimin. Ne kadar ahmakça değil mi? Bir şair şiirlerinde andı diye...

Bilinç altı temizliği beni biraz zorlasa da bana iyi gelmeyen insanları sevmemem gerçeği ile dans ediyorum.

Biraz zorlanıyorum.

Sevgi ilmek ilmek olan bir eylemdi değil mi?

Kendine aşık bir kadını yenemezsiniz, zaman oldukça mükemmel bir olgu. Gitmek problem veya kolay ya da zor olan değildi. Gitmek sadece gitmekti.

Şarkılar ahenk sen ise şiirlerime aitsin güzel adam…

Canım Atam teşekkür ederim. Bana hayallerimi, hedeflerimi hatta gücü, azmi verdiğin için.

Atam evet kızların, torunların kendi ayakları üzerinde duruyor. Hayalleri için savaşıyor...