Çocuk eğitimi ve yaz kursları

Ali Keskinsoy'un "Çocuk eğitimi ve yaz kursları" başlıklı köşe yazısı

Çocuk; anne ve babanın vesile olduğu dünyaya gelmiş en değerli varlıktır. Çocuk, ebeveyni için bir lütuftur. Hem bir nimet hem bir emanet hem de bir imtihandır. Her çocuk bir çiçektir. Çocuk masumdur, günahsızdır. Çocuk bir süs, bir ziynettir. Çocuk bir hazine bir güzelliktir. Geleceğini teminat altına almak isteyen her millet, sağa sola harcayacağı zaman ve enerji kadar bir kısım imkanları da yarının büyük insanları olacak çocukların yetiştirilmesine sarf etmelidir. Bir hastalığın şifasında en önemli aşama hastalığın teşhisidir. Teşhisi yapılamayan veya yanlış teşhis yapılan hastalığın tedavisinde başarılı olunamaz. İçinde bulunduğumuz şu ortamda çocuklarımızdan şikayetçi isek önce teşhis koymalı ona göre tedavi sunmalıyız.

Kur'an-ı Kerim'e baktığımız zaman görürüz ki; Birçok Peygamber, Allah'tan çocuk nimetine sahip olabilmeyi istemiştir.

Orada Zekeriya, Rabbine dua etti: “Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin” dedi. (Al-i İmran, 3/38)

"Hz. İbrahim (a.s.) da Allah'a şöyle yalvarmıştı:

Rabbim! “Bana salihlerden olacak bir evlat ver” dedi. "İşte o zaman biz O'nu (İbrahim'i) halim (uslu) bir oğul (İsmail) ile müjdeledik." (Saffat, 37/100-101)

Rabbimiz bizi, ailemiz ve çocuklarımız konusunda dehşetli bir uyarıyla ikaz ediyor:

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailelerinizi yakıtı insanlar ve taşlar olan o ateşten koruyun” (Tahrim Suresi,6)

Bu koruma nasıl yerine getirilecek? Bu ilahi emir gereğince her Müslüman, kendisini ve ailesini Cehennem ateşinden korumak için; Allah'ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınacak ve çocuklarını da bu şekilde yetiştirecektir. Özellikle günümüz şartlarında, mü’min anne-babaların sıklıkla dile getirdiği bir endişe vardır. Zamanın kötü olduğundan, giderek daha da kötüleştiğinden hareketle başlayan tahliller, gelir, anne-babanın çocuğuna muhakkak sahip çıkması gerektiği, aksi halde yoldan, dinden çıkmasının çok kolay olduğu noktasına kadar dayanır.

Çocuk yetiştirmeye ne zaman başlamalı?

Bu soruya farklı farklı cevaplar verebiliriz. Ama en doğru cevap “Daha çocuğunuza eş adayı ararken” olmalı. Damat veya gelin adayı için evi, arabası, yatı, katı sorgulanırken benim torunuma iyi bir anne veya baba olabilecek mi? Sorusu gelecek nesilleri kurtaracak en önemli şifredir. Çocuğun manevi eğitimini eş seçimiyle başlatan din alimleri, uygun bir eş seçilmediği takdirde çocuğun ilk ve temel okulu olan evde taşların hiçbir zaman yerli yerine oturmayacağını haklı olarak öne sürerler. Eğitimde tutarlı olmayı da sağlayacaktır.

Çocuğun İslam fıtratı üzere yetiştirilmesi için ilk yapılması gereken şey, helal lokmadır. (İmam-ı Gazali)

Çocuk daha anne rahminde iken anne-baba kötü alışkanlıktan uzak durmalı ve helal gıda ile beslemelidir. Yediğimiz, içtiğimiz gıdaların sağlığımıza ve karakterimize tesiri artık şüphe götürmez bir gerçektir. Davranışları ve huyu hoşumuza giden birisinden bahsederken “Helal süt emmiş” deriz. Çünkü helal olmayan rızkın insanın ahlakını, huyunu, suyunu bozacağına inanırız.

Din eğitimine başlama yaşı kaçtır?

Biz din eğitiminin duygu yönü ağır basan bir olgu olduğunu düşünüyor ve erken yaşlarda başlanması gerektiğine inanıyoruz. Çocuk 1 haftalık olunca sağ kulağına ezan sol kulağına kamet okunmalı, aileye yakışacak dinine, milletine, tarihine uygun isim verilmelidir. Sırf modernlik olsun diye anlamsız isim verilmemelidir.

Farkında mısınız? Bugün çocuklara verilen isimlerin bir kısmının ne kadar anlamsız olduğu sözlüklere kısa bir göz atma ile görülebilir. Çocuklara verilen isimlerin onların karakterine tesir ettiği artık tesbit edilmiş bir gerçektir. (Prof. Dr. Nevzat Tarhan, isminiz kişiliğinizi oluşturuyor. nevzattarhan.com)

Peygamberimiz “Çocuğu güzel terbiye etmek ve ona güzel bir isim vermek, evladın anne baba üzerindeki hakkıdır” ve “Siz kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. Öyleyse çocuklarınıza güzel isimler koyunuz” buyurmuştur. (Ebu Davud, Edeb, 61)