Dünya üzerinde birçok medeniyet kendi alanlarında hakim olduğu topraklar üzerinde hüküm vermiştir ve kural ile yöntem, çeşitli değişimlerle günümüze kadar gelmiştir. Medeni hukuk, kişilerin birbiriyle ya da belirli ölçülerde kişilerle, devletin doğrudan veya dolaylı özel ilişkilerinin kamu hukuku gibi başka bir hukuk dalının konusuna girmeyen hukuk dalına verilen addır. Temeli Roma Hukuku’na dayanır. Her geçen yıl ihtiyaç hasıl oldukça, alan açıldıkça faklı konular üzerine ülkeler hukuksal reformunu yeniler veya geliştirir. Mesela bilişim alanına da ilk hukuksal düzenleme 1970 yılında Almanya'nın Hessen eyaletinde gerçekleştirilmiştir. Her ülke kendi sosyal yönü ile bu kanunları farklı açılarda değerlendirmiş ülkesine uygun bir modeli alarak uygulamıştır. Diğer konu ve hususlardaki durumda buna benzer bir yönü vardır. Trafik ile ilgili hukuksal durum mesela… 20, 30 yıl önceki ihtiyaç veya beklenti bu günümüze baktığımızda değişiklik gösterebilir. Bunun içindir ki zaman zaman reform dediğimiz sözü duyuyoruz. Trafik konusunun belli başlı bir durum olduğunu söyleyemem, biraz daha fazlası çünkü...
Geçtiğimiz günlerde Coğrafya Öğretmeni Şakir Aksoy ile bir program yapmıştık. Şakir Hoca bir durum anlattı. Japon turistin ülkemizde edindiği bir izlenim… Bir Japon turist, ülkemizde bir evde ağırlandığını ve çok mükemmel derecede misafirperverlik yapıldığını, yemek ve ikramların inanılmaz olduğunu, mütevazi ve kibar bir şekilde gününün geçtiğini anlattı. Ertesi gün ise kendisini bir yere getirmek için araçlarına bindirdiklerini söyledi. Japon turist, sanki dün ki kişinin bu kişi olmadığını, agresif tavırlar, hırçınlık, kavgacı tutumun yer aldığını ve trafikte tanıyamadığını dile getirmiş.
Evet gerçekten bizim sorunumuz ne acaba? Trafikte son beş yıl veya on yıl geriye dönük kaç kişi öldü, kaç kişi yaralandı? Veya kaç kişi sözlü tacize uğradı bilemiyoruz. Nefsinize yenilmeyin, birden hızlı çıkış yaparak sonrasını düşünmeden diyaloğa girmemek gerek. Sakin olun, sakin kalın. Kanun tanımayan, kural bilmeyen, hep olacaktır. Bu bir temenni değil tabi ki ama sizlere kendimden örnek vereyim. Kuzuluk Mahallesi’nde oturuyorum. Doğma, büyüme olarak genel olarak kullandığım yol Kızılcık durağı istikameti. Biliyorsunuz bu yol tek şerit Kuzuluk istikameti yönünde. Her gün üç - dört defa ters yöne giren ile karşı karşıya kalıyorum. Buraya kadar her şey normal değil tabi ki ama bundan sonrası artık anormal bir durum. Araçlar kafa kafaya geliyor ve yanlış yön istikametinde olanda bir surat ifadesi hani “yanlış yola girdim yolumu açta gideyim” tarzda. Karşı taraftaki tutum böyle. Niyet okuduğum falanda yok hani bu birkaç yaşadığım sözlü tartışma ile sabit. Maalesef kısa yoldan ineyim, dolaşmayayım, kestirme olsun düşüncesi, sadece evine gitmek isteyen ve bunun dışında hiçbir farklı durumu olmayan kişinin karşılaştığı psikoloji… Çakal Carlos olmaya gerek yok! Lütfen bu ve bu tarz tüm yerde kurala, yönetmeliğe uygun davranalım, kimsenin hakkına girmeyelim. İki taraf içinde geçerli bir husus. Saygı duyalım, saygı gösterelim, saygılı olalım. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın...