MAGAZİN

Bu haftanın EN'leri (20.09.2019)

Sosyal medyada en çok beğenilen fotoğraflar ve en çok yorum alan paylaşımları Esra Aydın, haftanın EN'lerinde bir araya getirdi. İşte dünden bugüne haftanın EN'leri:

 

Haftanın EN özlenen tablosu

1990’lı yılların sonuna kadar yaşanan siyasi tabloyu günümüzün gençleri değil; abileri, ablaları, amcaları, teyzeleri çok iyi bilir. Özellikle o yılların son döneminden bahsedeceğim bir oturumdaki tablo, siyaset açısından adeta şampiyonlar ligi gibiydi. Dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Erdal İnönü ve Doğu Perinçek bu oturumun konuklarıydı. Siyasetin kurtlarından Demirel sorularıyla Mesut Yılmaz'ı terletmiş ve Yılmaz'ın cevapları da kamuoyu nezdinde tam karşılık bulamamıştı. Oturumda seviyeli tartışmalar yaşanmıştı. Ancak bu karşılıklı atışmalara rağmen siyasi liderler, yine hoş sohbette bulunabiliyor ve hiçbir şey yaşanmamış gibi ikili ilişkilerine olumlu şekilde devam edebiliyordu. 2000’li yıllarda ise buna çok az rastladık. Siyaset, yavaş yavaş saygınlığını yitiriyordu adeta. Yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ve Binali Yıldırım’ın oturumuna şahit olduk ve “Yoksa, o özlenen siyasi tablo geri mi dönüyor” diye sevinecekken programla ilgili sayısız dedikodular ortaya çıktı. Tabii, doğruluğu ise tartışılır. Neyse, daha da uzatmadan asıl konumuza gelelim: Fındık tüccarı Mehmet Çatalbaş ve Karasu Fiskobirlik Yönetim Kurulu eski Başkanı Ali Şakar, özlenen siyasi tablonun yereldeki yüzü oldu, diyebiliriz. Zira, son zamanlarda tüccarları zan altında bıraktığı iddia edilen Ali Şakar ve ‘Hakkını helal etmediğin o isimleri açıkla’ diye Şakar’ı sıkıştıran Mehmet Çatalbaş’ın söylemleri ilçenin gündemine oturmuş durumda. Tüm bunlara rağmen Şakar ve Çatalbaş ikilisini bir arada görmek, bizi eski siyasi dönemlere götürmedi değil. Buram buram nostalji kokan o masada bizce Çatalbaş’ın, Şakar’ı o bahsettiği şahısların isimlerini açıklaması için sıkıştırmaya devam edeceği görülüyor.

 

------------------------------------------------------------

 

 

Haftanın EN hamaratları

Örgü örmek ve nakış işlemek yalnızca kadınların işi” diyen varsa, bu kare tezlerini bir nebze de çürütecek nitelikte bir görüntü. Yer, Hocaoğlu Pasajı. Şahıslar, Karasulu esnaf Ömer Yitük ve ilçenin tanınan simalarından olan Karasu Cihan Haber temsilcisi Cihan Emre. Birinin elinde şişler, diğerinin elinde iğne. Cihan Emre örgü örerken Ömer Yitük ise, iğne iplik elinde kasnak üzerinde örtü işliyor. “Bir yandan esnaflık bir yandan gazetecilik yaparken diğer yandan el işini de yaparız, evelallah” dercesine iş başındaydılar. Yüzündeki gülümsemeyi eksik etmeyen Yitük’ün işlemeye nasıl devam ettiğine bakan Cihan Emre’nin her zaman olduğu gibi ciddiyeti yine üzerindeydi. Eeee beyler, şaka bir yana, elinize yakışmadı değil hani.

 

------------------------------------------------------------

 

 

Haftanın EN süre gelen nesli

Bazı fotoğraflar vardır, bir cümleyle ne olduğunu anlatır. Ve bazı fotoğraflar vardır, anlattığı ve anlatacağı o kadar çok şey yüklüdür ki kelimeler kifayetsiz kalır. O nedenle, kelimelerin yetersiz kaldığı noktada anlatılanlar yarım kalmasın diye, susup yalnızca derin derin bakılır. Ve o zaman sükunet konuşur. Bu fotoğraf karesi tam da o bahsettiğim anlatılması güç, kelimelerin yetersiz kalıp sessizliğin konuştuğu karelerden bir tanesi. Aziziye İlkokulu öğretmenimiz Lale Turhan. Bir çoğumuz bağlamasıyla bilir belki de. Hemen hemen her programda bağlamasını konuşturur; sesiyle, bağlamasıyla dinleyenleri mest eder. Lale öğretmenimiz bu sefer bağlamasını değil, nesilden nesile süre gelen saygınlığın ve birlikteliğin kanıtı olan bu fotoğraf karesini konuşturdu. Tabii kelimelerle değil, kelimelerin yetersiz geldiği noktada sükunetle… İlk defa görüp bilmeyenler için, burada kim var biliyor musunuz? Bir çocuk, çocuğun annesi, anneannesi ve büyükannesi var. Yani dört kuşak bir arada. Bu kuşak herkese nasip olmaz. Olsa da bu kadar sadakatli, bağlı, saygılı, hoşgörülü olmaz. Eee, bizden de, bir maşallah deyip muhabbetlerinin daim olmasını dilemek düşer.

 

------------------------------------------------------------

 

 

Haftanın EN büyümüş de küçülmüşü

Ben hep şunu derim, şimdinin yeni doğan ya da bir aylık bebeğini görünce; “Eskiden yeni doğan bebeklerin yüzü kıpkırmızı olur ve gözlerini açamazlardı. Şimdikiler, bırakın gözlerini açmayı poz veriyorlar”. Büşra ve Hakan Erbaş’ın minik yakışıklı paşası Hamza Erbaş da günümüz bebeklerinden. Yalnız, Hamza bebeğimizin bu pozu diğer bebeklere taş çıkartır cinsten. Minik Erbaş, hem pozuyla taş çıkarttı hem de hafta içerisinde 40’ını çıkarttı. Bu arada, Hamza bebeğin pijamasını karnına kadar çekmesi, “Avrupa Yakası’ndaki Gaffur’la acaba bir akrabalığı var mı?” sorusunu akıllarımıza getirdi.  40’ını çıkartarak büyümenin ilk adımlarını atan minik Hamza’ya “Maşallah” diyor, kendisini haftanın en büyümüş de küçülmüşü ilan ediyoruz.

 

------------------------------------------------------------

 

 

Haftanın EN zengini

Bilindiği üzere Karasu, fındık ağırlıklı tarım bölgesi. Bu yüzden fındığı olanlar hasat döneminde zengin oldu, oldu. Olamadığı zaman yılın geriye kalan 11 ayında işi neyse ondan geçinip ekmeğini götürebilecek. Şayet Karasulu üretici fındıktan verim alabilmişse kısa süreli de olsa zengin demektir. Ki bunu okul kantinlerindeki Eylül ayı ile Aralık ayı arasındaki cirodan, kafelerdeki aylık cirolardan, giyim mağazalarındaki harcamalardan da görebiliriz. Yani Karasulu üreticinin tek zengin olabildiği dönem fındık hasadının olduğu dönemdir. Neyse asıl konumuza geçelim; Karasu Ziraat Odası Başkanı ve aynı zamanda Karasulu fındık üreticisi Selami Arık. Yaklaşık bir ay süren hasat döneminin ardından fındığını Toprak Mahsulleri Ofisi’ne (TMO) güvenle verdi ve karşılığını aldı. Gözlerindeki ışıltı da oradan geliyor. Doktor, hastasına “Sigara içme” dediğinde kendisi de içmiyorsa bu isteği onda tesir eder. Bu misalde olduğu gibi Selami Arık da, “Fındığınızı emanet vermeyin. TMO’ya güvenle verebilirsiniz” dedi ve kendisi de öyle yaptı. Haftanın en zengini Arık’a hayırlı olsun dileklerimizi iletelim biz de.

 

------------------------------------------------------------

 

 

Haftanın EN taze çifti

Handan Malcı ve Ömer Aydın çifti. Haftanın en taze çifti olarak belirledik. Çünkü genç çiftimiz, mutluluğun ilk adımını Haziran ayında attı. Güzel çiftimiz, geçtiğimiz günlerde hayatlarının özel karelerini ölümsüzleştirmek namına dış çekim yaptı. Tabii bu güzel ve keyifle geçen gününe arkadaşları da ortak oldu. Haftanın en taze çiftine huzur ve muhabbet dolu bir ömür diliyor ve o sevindirici haber olan düğün tarihlerini açıklamalarını sabırsızlıkla bekliyoruz.

 

DİĞER HAFTANIN EN'LERİ GÖRMEK İÇİN buraya TIKLAYIN