Malumunuz yaz aylarında hepimiz Karasu’nun nüfusu 500 binlere geldiğini biliyoruz. Birileri kalabalıktan şikâyet eder, birileri park sorununu şikâyet eder.
Bende engelli vatandaşlarımıza bir engel daha çıkartan sürücülerimizden şikâyetçiyim. Hepimiz engelli adayıyız deyip geçmesini çok iyi biliyoruz. Ama engellilerimizin yürüyüş yollarına araçlarımızı çok rahat park edebiliyoruz.
Lütfen engelli vatandaşlarımıza bir engel de biz çıkartmayalım.
Söylemleriniz lafta değil, icraatta olsun. Bizler engelli vatandaşlarımızın hayatlarını nasıl kolaylaştırırız diye düşünmemiz gerekirken, nasıl zorlaştırırızı uygulamaya koyuyoruz.
“Kaldırım inişleri önüne sorumsuz ve bilinçsiz sürücüler tarafından otomobiller park ediliyor. Bazen gün boyunca kalan otomobiller yüzünden karşıdan karşıya geçemiyoruz” diye isyan eden engelli vatandaşlarımız saatlerce araç sahiplerini beklemek zorunda kalıyor.
Bölgelerden sorumlu olan zabıta veya polislerin buna mutlaka bir çözüm üretmeleri gerekmektedir.
En acısı da bazı vatandaşlar ve sürücüler bu çizgilerin anlamlarını bilmemektedir.
Bunun için de çizgilerin anlamlarını belirten levhalar asılması doğru olur düşüncesindeyim.
Çünkü otomobil sürücülerinin yanı sıra bazı esnaflar da çizgilerin ne anlama geldiğini bilmediği için çizgilerin üzerine eşyalar koyarak, tezgâhlar kurarak farkında olmadan çizgileri ihlal edip yürünemez bir hale getiriyorlar.
Yetkililerin bu olumsuzluğa ve düzensizliğe bir an önce el atması gerekmektedir. Zabıta ekipleri denetimlerini aksatmadan yapmaya devam ediyor ancak esnafımız zabıta ekiplerini gördüğü anda eşyalarını dükkân önlerine çekip zabıta ekipleri gittiği takdirde ürünlerini aynı noktaya taşıyor.
Bu problem maalesef çok yaşanmaktadır ve çözümünün ise düşüncelikten ve kendimizi engelli vatandaşlarımızın yerine koymaktan geçmektedir.
Özverili çalışması sonucu binlerce lira harcanarak yapılan hizmetler ne yazık ki bilinçsiz, bilgisiz ve sorumsuz sürücüler, esnaflar tarafından işlevini yitirmektedir.
“Dinimizin, rahmet, merhamet ve bereket ayı olarak nitelediği
mübarek Ramazan-ı Şerif’i geride bırakarak, milletçe muhabbetle kucaklaştığımız bir bayrama
daha kavuşmuş bulunuyoruz. Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı en kalbi dileklerimle kutluyor, bu
mübarek bayramın, bizleri her zamankinden daha çok birbirimize yakınlaştırmasını, kardeşliğimizi,
dostluğumuzu pekiştirmesini temenni ediyorum.
ÖNEMLİ BİRER FIRSAT
“Toplumsal birlikteliğin samimiyetle yaşandığı, ortak değerlerimizin hatırlandığı bir Kurban Bayramı'na daha ulaşmanın huzurunu hep birlikte yaşıyoruz. Küskün ve dargınları barıştıran, umutları canlandıran, tüm İslam âlemini kaynaştıran ve bütünleştiren bayramlar, sosyal huzurumuzu da pekiştiren manevi değeri yüksek olan anlamlı günlerdir. Bayramlarımız, millet olma şuuruna ermenin, ortak değerlerimizi güçlendirmenin ve aramızdaki bağları geliştirmenin de vesilesidir.
Dargınlıkların, kırgınlıkların unutulduğu ve ferdi sevinçlerin müşterek mutluluklara dönüştüğü bu müstesna bayram günleri, daha çok kucaklaşmak ve kaynaşmak için önemli birer fırsattır. Bu anlamda bütün kırgınlıklarımızı ve dargınlıklarımızı unutarak kardeşçe kucaklaşmalı ve bayram sevincini hep beraber yaşamalıyız.
Bizlere düşen görev; zenginiyle-fakiriyle, yaşlısıyla-genciyle bayramları gerçek manada değerlendirebilmek; Milletçe birlik ve beraberliğimizin perçinlendiği; sevinçte, kederde bir ve beraber olabilmenin yüce erdemine ulaşıldığı günler haline getirebilmektir.
Tüm okuyucularımızın vatandaşlarımızın Kurban Bayramlarını tebrik ediyor, bu bayramın bütün insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.