Uzun zamandan beri Öncü Karasu Gazetesi ve Karasu Haberleri İnternet Medyası’nın bana ayrılan köşesi boş. Valla yazmadığım süreler içinde ne arayan oldu ne de soran. Demek ki yazmasam da olur kafamda olan bilinç altı mantığım bu nedenle uzun süre beni yazmaktan alı koydu. Uzun bir aradan sonra ilk yazımı Karasu Aziziyespor’a ayırdım.
Karasu futbolunda bu sezon bir süper lig takımı var. Adı Aziziyespor. Reşit Yetim başkanlığındaki sarı lacivertli renklerle donatılmış, mazisinde bölgesel lig anıları da olan, Karasuspor’dan sonra bu ilçenin futboldaki en önemli resmi olan Karasu Aziziyespor, gördüğüm kadarıyla bir konu hariç, iddialı resim veriyor. Bir takım, başarıya odaklanacaksa sezon başı resmi çok iyi olmalı. İddialı takım olacaksın ama takımı stajyer bile olmayan, diplomasız bir teknik adama teslim edeceksin, işin bu kısmı bana biraz tuhaf geldi. Aziziyespor’un Karasuspor’dan boşalan yere Karasu’nun futbol sorumluluğunu taşırken bana göre Süleyman Paçalı’dan boşalan teknik adam koltuğuna oturttuğu resim, bu işin üstesinden kalkacak gibi durmuyor. Umarım ben yanılırım, umarım yazdıklarım ters yüz olur. Veya Karasu Aziziyespor yönetimi lig başlarken farklı adımlarda atabilir. Eğer bu uğurda karşıma çıkacak bir yenilik olursa da onu da yazarız. Ben, şu an için karşımda duran Aziziye resmine bakarak yorum yapıp düşüncelerimin içini doldurmaya çalışıyorum. Karasu Aziziyespor, Karasu’da futbolda da çağdaş bir mahalle kimliğinde de çok konuşulan, mütevazi futbol evi. Bu ilçenin marka değeri en yüksek takımı olan Karasuspor’un yokluğunda, umarım Karasu Aziziyespor ilçenin Süper Lig’den BAL’a taşınan takımı olur. Gördüğüm kadarıyla kurulan kadro bu hayallerle yüklü.
AMATÖR SPOR HAFTASI (HATIRLANANLAR VE UNUTULANLAR)
Geçtiğimiz günlerde ASKF önderliğinde Amatör Spor Haftası törenleri düzenlendi. Sakarya’da sporun içinde hizmeti geçenlerin hatırlandığı ödül dağıtım günlerinde, ödüle layık olanları, hatırlananları kutlarım. Onların aldığı ödüller de gözüm yok. Ben bu konuda farklı bir ayrıntıya dikkatinizi çekmek isterim. Bu işin planlamasını kim yapar? Ödül dağıtımı için kimler bir araya gelip istişare yapar bilemem, benim bildiğim bir şey var, spora hizmetin bu günkü yüzünden kafamızı geriye çevirip bir de zamanın gereği hizmet ödül plaketi alamayanları da hatırlamak, günün yöneticilerin vefa duygusu içinde barınır. Amatör Spor Konfedarasyonu’nun Sakarya’da dolaşan ayak izlerini takip eder o sürecin içinde olup da bugün hayatta olanlar hatırlansa, dünyanın sonumu gelir? ASKF Başkanlığı yapmış, Futbol İl Temsilciliği yapmış olanlar, böylesi günlerde hatırlanıp, kamuoyunun geçmişin yüzünü de örmesi adına, bir şilt töreninde mazinin de resmini görse fenamı olur?
KUNTZ’UN GÖZYAŞLARI
Sporda hangi branşta olursa olsun, bazı galibiyetler vardır maç sonu coşturur, bazı sonuçlar vardır, müsabaka sonunda, hislendirir gözyaşı döktürür. Türkiye’nin çiçeği burnunda Milli takım antrenörü Alman Stefan Kuntz, uzun yıllardır yenemediğimiz, Şenol Güneş zamanında berabere kaldığımız Letonya’yı, uzatmanın da uzatmasında kazanılan penaltı ile yenip, zirve ateşinin içinde kalması sonrası, kendi adına yaşadıkları manşetlere taşındı. Futbol böyle bir şey işte, hüzün çanları çalarken gelen mucizevi galibiyet kolay hazmedilmez, soğukkanlılıkla tarif edilemez. Milli takım başında ikinci maçında galip gelip gelecek adına umutlanan Stefan Kuntz teknik adamlıkta Alman U21 Milli takımından Türkiye A Milli takımına gelmesi, teknik adamlıkta gelecek arayan kişiye uzatılan bir şans topudur. Sonuç ta Stefan Kuntz’un maç sonu kameraların karşısına geçip Letonya galibiyetini abartmadan doğru tespitlerle açıklaması bir liman terbiyesi gibiydi. Ne dedi Kuntz? Bu galibiyet hakkedilmiş bir galibiyet değil. Bu galibiyet bir şans talih galibiyeti. İşte maçın içinden manşetlere bir umut olarak taşınan maçın gerçek hikayesi.