Ulusal konulara değinmekten her zaman kaçındım, ilimizi ve ilçemizi ilgilendirmedikçe. Çünkü yerel medyayız ve sorumluluk alanımız Karasu… Zaten ulusal konuları izlemek isteyenler ulusal medyaya bakıyor. Fakat bu konu biraz da Karasu’yu ilgilendirmiyor değil tabi.
Gündeme yeniden Suriyeliler meselesi oturtuldu. Oturtuldu diyorum çünkü yine bir zam ya da bize dokunacak bir şeyler olacak ki gündeme sakız lazımdı, alsın herkes çiğnesin dursun. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 2019 yılında yaptığı fakat ne hikmetse üç yıldır gündeme bile gelemeyen trajikomik sözleri internette dolandı durdu, haberlere de konu oldu.
Süleyman Soylu, 2019 yılında İstanbul’da yaptığı bir konuşmada “Biz 15 Temmuz’dan nasıl kurtulduk sanıyoruz? Bakın, im ne derse desin. 450 bin çocukları doğdu bu ülkede. Allah o 450 bin çocuğun hayrına bizi 15 Temmuz’da şu hainlere ezdirmedi” demişti. Videoları internette duruyor.
Evet, oldukça trajikomik sözler. Suriyeli vatandaşların Çanakkale Savaşı’nda cephede hayatlarını kaybettikleri doğru. Ama onlar Osmanlı topraklarının insanlarıydı. Anzaklar gibi köle olarak getirtilip kandırılarak savaştırılmadı. Koşa koşa geldiler hür iradeleriyle cepheye. Koşa koşa ülkelerini terk etmediler bugünkü gibi.
Sayın Soylu kalktı o gün, 15 Temmuz’da tankların altında parçalanan evlatlarımızı görmezden gelircesine Suriyeliler’den oluşan görünmez bir gücün sayesinde kurtulduğumuzu ifade etti. Kanlı gecede ellerinde Türk Bayrakları ile vatanını teslim etmeyen Türk evlatları bir tarafta, ülkelerini savunamayan ve topraklarını terk eden 20’lik Suriyeliler bir tarafta… Geli pbizim memleketimizi kurtaracak öyle mi? Hangisi vicdanen daha uygun? “Biz bilmezük, biz cahilük. Devletlüm bilir” deyip susalım. Gelelim başka söyleme…
Televizyon sunucusu İkbal Gürpınar “15 Temmuz’u kesinlikle Suriyeliler sayesinde kazandığımıza inanıyorum. Suriye’deki olay patlamadan evvel Meteoroloji’nin bir açıklamasına şahit oldum. Feci bir kuralık olacak Türkiye’de… 15 Temmuz’dan 5-6 ay önce. Suriyeliler geldi, yağmur üstüne yağmur yağdı” dedi. “Allah!” diye bağırmak geldi içimden. Allah’ın bir lütfu, mübarek insanlar. Tövbe estafurullah ya….
Bir Suriyeli meczup ise “Biz olmasak aç kalırdınız. Sayemizde karnınız doydu” diye sosyal medyada özçekim videosu paylaşıyor. Allah razı olsun. 1071’den beri sizsiz ne haldeydik zaten… 1071 demişken, biz meczup da kalkıp “1071’de de Türkler Anadolu’yu istila etti” dedi. Ve bunu Türkçe söyledi. Allah’ım akıl fikir ihsan eyle bize. Biraz da sabır.
Peki mültecileri neden bu kadar sevdiler bir anda? İnternette araştırınız. Avrupa Birliği fonu Türkiye’ye 3,5 milyar Euro mülteci fonu vereceği iddia edilmişti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de AB’nin Türkiye’yle göç anlaşması kapsamında 2024’e kadar ek 3 milyar Avro bütçe ayıracağını duyurmuştu.
Peki bu para nereye harcanıyor? Sığınmacıların sağlık, eğitim ve koruma gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusuna odaklanmıştır. Bu alanlarda üretilen projeler sayesinde AB tarafından finanse edilen para ile temel geçim desteği sağlamakta, çocukların eğitime erişimi mümkün kılınmakta, okullar ve hastaneler inşa edilmekte ve sığınmacılara koruma hizmetleri sunulmaktadır.
Fakat bir Suriyeli de çıkıp sosyal medyada yayınladığı videoda “Bu para bize harcanmadı, eğer bu para bize dağıtılsa her birimizin evi, arabası olurdu” diyor. Buyurun bakalım. Neye niyet, neye kısmet, ne umduk ne bulduk? Hangisine inanacağız, Şu sosyal medyanın kirliliğinden elimizi yüzümüzü nasıl kurtaracağız?
Beyler, ağalar, kendinize gelin silkelenin. Kimse bu insanlara düşman değil. Ortada yanlış bir mülteci ve sığınmacı politikası var. Her yaptığınızı doğru bilip de milleti hain, aptal yerine koymayı da bırakın. Kimse size de düşman değil. “Muhalefet” demek, eleştirmek demek değil, işleyişteki hataları, aksaklıkları uyarmak demektir. Muhalif kitleyi ötekileştirmeyi bırakın. Sizin, muhalif kitleyi ötekileştirdiğiniz kadar kimse Suriyelileri, Afganları ötekileştirmedi. Yoksa onlar da sizin ilan ettiğiniz gibi çoktan vatan haini ilan edilirdi.
Bir dostumuz, sosyal medyada yazmış: “Suriyeli, Iraklı ya da Afgan göçmenlerden rahatsız olanların Yunanistan, Bulgaristan ya da Ermenistan göçmeni olduğunu biliyor muydunuz?” diye. Arkadaşımız sağolsun secere araştırmış. Ama “HAİN” ima ettiği Yunan, Bulgar ve Ermeni toplumu yanına İsrail eklemeyi unutmuş. Çünkü İsrail artık dostumuz oldu ve Türk askerine İsrail Bayrağı taşıttırıldığı için olmalı. Ama ben peşim peşin uyarayım o “Yunan, Bulgar ve Ermeni”ye hain iması yapma, yarın kucaklaşırlar ve dost olurlar sen de donar kalırsın, başlarsın savunmaya. Kalın sağlıcakla…