Ezan-ı Muhammediye kulak verelim değerli dostlar, ne demek ezan-ı Muhammedi? Muhammedi davet demek. Ezan; ilan demek. Muhammedi; Muhammedi davet.
Muhammed Aleyhisselam'dan ve Allah'tan gelen davet, “Ey insanlar sabah namazı vakti girdi. Haydin camiye diye” bize ilan geliyor. Ama biz, “Yatak daha tatlı” diyoruz. Camilerin durumunu biliyorsunuz camiler maalesef bomboş.
Bir ara Allah bizi evine kabul etmedi hatırlıyorsunuz değil mi?
Ne erken unuttuk o günleri… Cuma kılmak istiyoruz, Allah buyurdu ki “Gelemezsiniz.” Allah mı dedi birileri yaptı. Eee Allah zaten kainatta her şeyi birileri aracılığıyla yaptırıyor, direkt yapmıyor ki.
Ölümü bile Azrail Aleyhisselam vasıtasıyla yapıyor, her şeyin arka planına bir bakmak lazım. Allah bizi bir ara camilere sokmadı, sebep olanlar şu bu vesaire, ama Allah dilemeden hiçbir şey olmaz.
Allah dilemeden, Allah izin vermeden hiçbir şey olmaz. Bir yaprak bile kımıldayamaz. Evet Allah bizi bir ara evine kabul etmedi sonra kabul etti, ama biz hemen unuttuk...
Bizi evine kabul eden Allah’a hamdolsun.
Allah'ın bizim ibadetimize asla ihtiyacı yok!
Yeryüzünde hiç kimse ibadet etmese iman etmese Allah'ın ilahlığından hiçbir şey eksilmez. Bizim ihtiyacımız var, onun için şöyle kendimize gelelim, şu Mübarek ayları vesile kılalım.
Bakın Peygamberimiz (s.a.v.)’i çok seviyoruz, beş vakit namazdan bahsediyoruz. Beş vakit namaz bize kimden hediye geldi? Rabbimizden, kim getirdi? Peygamberimiz (s.a.v.). Ne zaman? Miraç Gecesi’nde.
Yani Allahutaala Peygamberimiz Aleyhisselam ile biz ümmete bir hediye gönderdi, o hediye geldi ama biz tarafına bile bakmıyoruz.
Hani bazen deriz ya, bu hediyenin manevi değeri çok büyük. Niye? İşte falanca verdi. Halbuki bir tane kağıt, bir tane basit bir şey ama çok değerli, niye? Manevi değeri var…
Beş vakit namaz Rabbimizden bize hediyedir, hem de onu Peygamberimiz Aleyhisselam getirmiştir.
Peygamberimiz (s.a.v.) vefat ederken, son nefesinde iki şeyi vasiyet etti. Biriside namaz. “Namazsız Mümin olamaz” dedi.
Büyük İslam alimlerinden bir zaat.
Rabbim rahmetiyle muamele eylesin... Bir sözü var çok böyle beni etkileyen bir söz diyor ki;
“Ne gariptir ki Müslüman’a namaz kıl diyoruz.”
Bu neye benziyor biliyor musunuz? Fabrikaya işe gelmiş bir adama diyorsunuz ki “Çalışsana”, adam zaten çalışacak görevi o.
Ama biz ne diyoruz? Tamam bu namaz kılmıyor ama çok ahlaklı, çok dürüst.
Ne oldu? Namaz olmasa olur böyle diyoruz değil mi?
Sorayım size; bir iş yerine müracaat ettiniz, dediler ki 8'den 5'e kadar çalışacaksın, siz orada çalışmıyorsunuz ama ahlakınız çok güzel.
Sen diyorsun ki ben ücret istiyorum maaş istiyorum.
Sen çalışmadın ki? Ama ben çok dürüst bir adamım ama çok güler yüzlü bir adamım, çok ahlaklı bir adamım, verirler mi maaş, vermezler değil mi?
Ama bizim asıl gayemiz Allah'a kulluk, sadece namaz değil, namazı böyle zekatı böyle, orucu böyle her şeyi böyle, hayır hasenatı böyle, onun için bu 3 ayları vesile bilelim de şu camilerin garipliğini biraz azaltalım…