Saadet Partisi Karasu Belediye Başkan Adayı Kerim Ali Aksoy, Karasu Haberleri İnternet Medyası Sahibi Nevtan Angün ile plan ve projelerini paylaştı. Nasıl bir belediye devralacaklarını bildiklerini fakat aldıkları belediyeyi nerelere getireceklerini de daha iyi bildiklerini söyleyen Aksoy, "Belediyenin gelirini de giderini de borcunu da ödeme ihtimalini de hesapladık. Kaynak oluşturma konusunda kendimize ve projelerimize güveniyoruz. Özetle ne aldığımızı da ne yapacağımızı da çok iyi biliyoruz" dedi. İşte Saadet Partisi Karasu Belediye Başkan Adayı Kerim Ali Aksoy ile yaptıımız röportaş:

 

Kerem Ali Aksoy kimdir?

 

1986 yılında Karasu’da doğdum. 7 kardeşli bir ailenin en büyük evladıyım. Çocukluğum Darıçayırı Esentepe Mevkii’nde ve Aziziye Mahallesi’nde geçti. Ortaöğrenimimi Karasu’da tamamladım. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi, Anadolu Üniversitesi MYO Halkla İlişkiler ve Tanıtım ve yine Anadolu Üniversitesi Adalet Meslek Yüksekokulu olmak üzere 3 farklı bölümden mezun oldum.

 

Siyasetle tanışmanız nasıl oldu?

 

Rahmetli dedem Musa Aksoy Refah Partisi gönüllüsüydü. Dedem ile çok vakit geçirirdim. Dedem ile televizyonda haberleri izlerdik. O dönemde Turgut Özal’ı ve Erbakan Hoca’yı gördüğümde ayağa kalkıyordum. Ortaokul ve lise yıllarımda Milli Gençlik Vakfı ve daha sonra da Anadolu Gençlik Derneği ile tanıştık. Daha sonra Saadet Partisi Gençlik Kolları, İlçe Yönetim Kurulu Üyeliği, son seçimlerde de İlçe Başkanlığı bize nasip oldu. 2014 yılındaki yerel seçimlerde adayımız Sait Ahmet İskender ile birlikte saha çalışmalarına da bizzat katıldık. Geride kalan 24 Haziran Genel Seçimlerinde Saadet Partisi’nden Sakarya Milletvekili Adayı olduk. Bugün de Saadet Partisi teşkilatlarının uygun görmesi üzerine Karasu Belediye Başkan Adayı olarak seçmenlerin teveccühüne talip olduk.

 

Karasu Belediye Başkan Adayı olma fikri yeni mi ortaya çıktı yoksa kafanızda eskiden beri olan bir düşünce miydi?

 

Karasu Belediye Başkan adaylığından ziyade bir yöneticilik hayalim vardı. Küçükken okulda öğretmenlerin ya da velilerin sorduğu “ne olacaksın” sorusuna herkes “doktor”, “öğretmen” şeklinde cevap verirken ben “Başbakan olmak istiyorum” derdim.  Osmanlı Tarihini okuduğumda hep heyecan duyardım. Fatih’in hayatını okuduğumda hep bir Akşemsettin aradım.  21 yaşında geldiğimde bir fetih gerçekleştirememiş olmanın hayal kırıklığını yaşadım. Bu sendromu bir şekilde atlattık. “Görev istenmez verilir” felsefesinde olduk. Ancak görev verildiğinde de hazırlıklı olmak gerekir. Biz kendimizi bu noktada hep hazır tuttuk. Bugüne geldiğimizde de bu şekilde bir tablo ortaya çıktı. Farklı alternatifler elbette vardı. Ancak bizim aday olmamız konusunda bir teveccüh ortaya çıktı. Gördüğümüz bu destek neticesinde geride durmamız mümkün değildi. Biz de Allah’ın izni ile bu yola çıkmış olduk.

 

 

Nasıl bir göreve talip olduğunuzu biliyor musunuz?

 

Belediyenin hali herkesin malumu. Belediyenin borç batağı içinde olduğunu, maaş ödemesi konusunda sıkıntı olduğunu, belediye gelirlerinin iller bankası tarafından kesintiye uğradığını biliyoruz. Bir başkanlığı alalım sonrasına bakarız gibi bir tavrımız da hiçbir zaman olmadı, olamaz. Belediyecilik tarihine bakarsanız Milli Görüş bir başka görülecektir. Bu noktada Kerem Ali Aksoy’u bir şahıs olarak görmemek lazım. Bizim mensubu olduğumuz görüş geçmişte de çok batık belediyeler devralmıştır ve o belediyeleri de borçsuz ve hizmet eder belediyeler halinde getirmiştir. Ülke genelinde de bu şekilde oldu. Zarar eden kamu iktisadi teşekküllerini de kar edip hizmet eder hale getirdik. Biz göreve geldiğimizde bu anlayış ve birikimle hareket edeceğiz. Uzun süre yönetimden uzak kalmak Milli Görüş temsilcilerinde bir hizmet etme açlığı meydana getirdi. Millet artık neredeyse Milli Görüş Belediyeciliğini unutma noktasına geldi. Biz seçimi kazandığımızda kimse bize gelip şu ihaleyi ver diyemez. Aksine bizde herkesin hizmete yardım etmesi gerektiği anlayışı vardır. Gerekli incelemeleri yaptık. Belediyenin gelirini de giderini de borcunu da ödeme ihtimalini de hesapladık. Kaynak oluşturma konusunda kendimize ve projelerimize güveniyoruz. Özetle ne aldığımızı da ne yapacağımızı da çok iyi biliyoruz.

 

Seçim manifestonuz var mı? Göreve gelirseniz öncelikleriniz neler olacak?

 

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözünden hareket edeceğiz. Kazandığımız zaman önce belediyede ne olup bittiğini tespit edeceğiz. Sadece Saadet Partililerden oluşan bir yönetim olmayacak. Liyakate önem vereceğiz. Karasu için hayırlı hizmet edecek herkese kapımızı açacağız. Bu kişiler şu anda yarış içinde olduğumuz partilerden de olabilir. Bu kişileri yuvarlak masa etrafında toplayıp onore etmekten öte bir duruşumuz olacak. Ben sadece benim gibi düşünen insanlarla belediye yönetirsem yanlışa düşme ihtimalim çok yüksek olur. Ancak bize zıt düşünce içinde olan insanları da yönetime dahil edersek daha verimli bir çalışma ortamı olur. Ben uç insanlarla da uyum içinde çalışabilirim. Hiçbir görüş veya kişiye önyargı ile bakmayız. Karasu’yu dert eden herkesin fikrine de ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Mutlaka bu insanlarla çalışacağız. Karasu’yu aşmış bir üniversitede hoca olmuş kişileri de Karasu’ya hizmete davet edeceğiz. Bu kişileri de yönetime dahil edeceğiz. Bu kişilerin fikirlerini değerlendireceğiz. Karasu’da yıllardan bu yana siyaset yapan büyüklerimiz var. Bunların fikirleri yok mu? Bunların hayalleri yok mu? Saadet Partisi herkese kapısı açık hizmet dışında bir amaç gütmeyen bir anlayıştadır.

 

Seçim sürecinde nasıl bir politika izleyeceksiniz? Nasıl bir dil kullanacaksınız? Nasıl bir muhalefet anlayışı içinde olacaksınız?

 

Seçimde kesinlikle centilmenlik sınırlarını aşmadan muhalefet edeceğiz. Seçimi kazanmak için kimseyi kandırmayacağız. Seçim sonrasında pişman olacağımız şeyler söylemeyeceğiz. Bu şekilde söylem içinde olanlara da seçim sonrasında kin gütmeyeceğiz. Hoşgörüden ayrılmadan sahada yerimizi alacağız. Bizim yapımızda pes etmek yoktur. Herkesin yaptığı işi yapmak yapımızda yok. Biz imkansız denilenlere talip olmaya alışkınız. Bizim yapımız bu şekilde. Seçimde de kendimizi anlatacağız. Projelerimizi, heyecanımızı anlatacağız. Seçim beyannamemizi açıklamadan önce vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Önce vatandaşın istek, talep ve beklentilerini not ediyoruz. Seçim beyannamemizi de buna göre şekillendiriyoruz. Bizim beyannamemiz önemli değil. Vatandaşın beklentileri daha önemli. Dolayısıyla bizim beyannamemizi halk yazacak. Biz de onların talepleri doğrultusunda bir seçim beyannamesi oluşturacağız.

 

İktidar olmadan belediye yönetilebilir mi? Neyinize güveniyorsunuz?

 

Karasu Belediyesi’ni yönetmeye talibiz. Karasu Belediyesi’ni yönetirken iktidarın bize göndereceği nafakaya bel bağlamayacağız. Belediyenin başka siyasi parti tarafından yönetilmesi halinde Belediyemiz daha fazla incelemeye tabi tutulur, bu durum bizi daha titiz davranmaya yönlendirir. Bu durumda yine Karasu’ muz kazançlı çıkar.  Karasu’da iktidar belediyesi vardı. Ne hizmet aldı? Mevcut başkan başka partiden seçildi. Sonra hizmet alamadığı gerekçesiyle iktidar partisine geçti. Ancak hizmet yine gelmedi. 16-17 yıldan bu yana yolla övünen bir iktidar Karasu’da yollar ile gündeme geliyor. Halkın bu noktadan değerlendireceğini düşünüyorum. Bu durum belediye başkanının yeteneği ile alakalıdır. Milletin hakkını almak belediye başkanının işidir. Kimse size durduk yere hakkınızı vermez. Siz hakkınızı kendiniz almak durumundasınız. Biz farklı görüşte olan Karasu sevdalıları ile bir araya gelmekten geri durmayız. Ne Karasu sevdalısı olduğunu ifade eden kişi bizimle çalışmayı reddeder ne de biz onu ötekileştiririz. 1994 yılında Milli Görüş belediyeciliğini getirdiğimizde de iktidarda değildik. Zaten bugünkü iktidarın temelleri de o dönemin yerel yönetimlerinden başlamıştır. Şimdi Cumhurbaşkanımız kendi partililerine 94 ruhunu önerirken aslında bizi işaret etmekte. Dolayısıyla bu ruh bizde var.

 

 

Meclis üyeliği çalışmalarında nasıl bir yöntem izleyeceksiniz? Her şeyi bilen bir ekiple mi yola çıkacaksınız?

 

Öncelikle her şeyi bilen ekipten Allah’a sığınırım. Bir ekip her şeyi bilmez, bilemez. Mutlaka partili olsun diye bir derdimiz yok, mutlaka sülalesi kalabalık olsun diye bir derdimiz yok. Bir hizmeti işin uzmanından alabilirsiniz. Bu ister sizin partinizden olsun ister başkasından olsun. Çalışacağınız ekip işin ehlini bulacak kabiliyette olacak. Uzman olmadığı konularda uzman kişiye ulaşarak problemi çözecek. Halkla ilişkileri düzgün, ifade yeteneğine sahip kişilerle yola çıkacağız. Bizim de yanlışımız olsa bize söylemekten çekinmeyecek, gündelik hayatında  da şaibeye bulaşmamış, mutlaka halkta karşılığı olan kişiler olacak. Haram yememesi ve kibirden uzak olması ana kriterimiz olacak. Bizim kadromuzda birilerini ötekileştiren kişiler olmayacak. Bu gibi kişiler hizmet edilmesine de hakkın yerine gelmesine de engel olur. Kadromuzun çok uzman olacağını iddia etmiyorum. Ancak bizi ve Milli Görüş belediyeciliğini yansıtacak nitelikte olması gerekir.

 

Karasu Belediyesi’nde öncelikli sorun olarak neyi görüyorsunuz?

 

Özellikle ilçemize has bir uyumsuzluk sorunu var. Belediye Başkanı ile kazandığı partinin ilçe başkanı arasında bir uyum sorunu göze çarpıyor. Bu uyumsuzluk halkın hizmet alamamasına neden oluyor. Belediye halka hizmet etme yeri değil de halkın ağırlandığı bir makam gibi duruyor. Bir ağırlığı yok, maalesef. Belediyenin içine girdiğinizde bile bunu hissedebiliyorsunuz. Devlet dairesinin bir ciddiyeti olması gerekir. Karasu Belediyesi’nde bu ağırlığı göremiyorsunuz. Bu ciddi bir problem. İsrafın boyutlarının ciddi olduğunu görüyoruz. Karasu’da yapılan bir ankette insanlara “rüşvet, israf ve yolsuzluk olduğuna inanıyor musunuz” diye sorulmuş. Halkın yüzde 80’i inandığını söylemiş. Bu bakış açısı bile sorunun çok ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor. İnsanlara sorulan sorularda vatandaş yollar konusunda sıkıntı olduğu anlaşılıyor.

 

Gençlik ile ilgili projeleriniz olacak mı?

 

Karasu’da özellikle nüfus oranına baktığımızda madde bağımlısı gencimiz çok fazla. Buranın namı ne yazık ki il sınırlarını da aşmış durumda. Fakat böyle bir tablo var. İstanbul’dan dahi buradan madde sağlayan kişiler olduğunu biliyoruz. Bu noktada ülke genelinde ve hatta uluslararası çalışan dernekler var. Bunlarla irtibat kurarak gençlerimizi bu bataktan kurtaracağız. Gençlere belediyeyi emanet edeceğiz, geleceğimizi emanet edeceğiz. Genç demek enerji demektir. Bizim gençler enerjilerini kahve köşelerinde harcıyor. Bu gençliği üretime dahil etmek lazım. İlla makine gibi çalışan kişi düşünmemek lazım. Bu kişilerin insanlığa katkı sağlaması gerekir. Saatlerce bir taşı alıp öteye koyan gençlerimizi biz şey okurken hayal etmek lazım. Gençliğimizin bir ilerleme içinde olması lazım.

 

Son olarak okurlarımıza ne söylemek istersiniz?

 

Şunu açık yüreklilikle ifade edeyim. Biz her şeyi yapamayız. Belki tespit ettiğimiz sorunları bile çözemeyeceğiz. Ama şunu net olarak söyleyeyim ki biz mal ve maddi imkan konusunda şahsi olarak bir gelişme sağlamayacağız. Zenginleşmeyeceğiz. Rakiplerimize karşı hoşgörülü olacağız. Hatta sizin aracılığınızla kendilerini bir tartışma ortamına davet etmiş olayım. Eğer karşılaşmak isterse, demokratik bir ortamda bir araya gelmek de isteriz. Kendileri teveccüh ederse biz istenilen yer ve zamanda bir açık oturuma hazır olduğumuzu buradan ilan etmiş olalım. Seçmenden de ricamız, düşünsünler ve gerçekten Karasu’yu dert edinecek insanları tercih etsinler. Aksi halde 5 sene boyunca “Vah, Tüh” diyebilirler. Bu noktada da kendimizi şanslı görüyoruz.