Karasu’da tarihi ve kültürel alanda bugüne kadar bilinmeyen pek çok şeyi gün yüzüne çıkartan Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Üniversitesi Yakınçağ Tarihi yüksek lisans öğrencisi ve Karasulu tarihçi Oğuzhan Kır, Sakarya’da bir ilke daha imza atarak Karasu’nun farklı açıdan tanıtımını yapıyor. Nevtan Angün ve Esra Aydın ile uygulamanın detaylarını konuşan Oğuzhan Kır, Karasu Haberleri’ne çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte uygulamanın detayları:

 

Karasu’nun da içerisinde olduğu yeni bir uygulama üzerinde çalışıyorsunuz. Sakarya’da ilk olan bu uygulamadan bahseder misin?

Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne ait Sosyal Gelişim Merkezi (SGM) bünyesinde yaz atölyeleri açıldı. Yakında Karasu’da da hizmete girecek olan SGM içerisinde de açılacağını tahmin ediyorum. Sapanca SGM ile bir proje önerisi verdim ve uygulamaya konuldu. Adını da “Sakarya’yı geziyorum, görüyorum, öğreniyorum” dedik. Pilot uygulama olarak Sapanca’da başladık. Uygulama başarılı olursa Sakarya’daki tüm SGM’lerde uygulanacak. Bu uygulama ile yine Sakarya’da bir ilki gerçekleştirdik ve Sakarya’nın tarihi ve kültürel miras haritasını çıkarttık. Memleketim gereği Karasu’ya biraz ağırlık verdim. Bugüne kadar çocuklarımızı milli şuura aşılamak için Çanakkale’ye ve İstanbul’a götürüyorlar. Bu yaz biz, çocuklarımızı Sakarya’da milli şuur ile buluşturmayı amaçladık.

 

 

Uygulama kapsamında neler yapılıyor?

Sakarya’da ilk olan bu uygulamada Sakarya’nın denizini, limanını, longozunu ve nehrini tanıtıyoruz. Bunlar da tabii ki Karasu’da yer alıyor. Bugün Sakarya Nehri’nin döküldüğü yer olan Yenimahalle’nin, Sakarya’nın müdafaasına önemli katkısı olan İpsiz Recep’in yaşadığı mekan olduğunu bilmeyen çocuklar var. Üstelik bu nehir, çocukların evlerinin dibinden geçiyor. Sakarya Köprüsü’nün ve adından akan nehrin adını bilmeyen çocuklarımız var. Taraklı’yı tanımayanlar var. Uygulamanın asıl Karasu’yu ilgilendiren kısmı daha farklı. Sakarya Büyükşehir Belediyesi, Karasu’nun da iki tanesine sahip olduğu mavi bayrağı önemsiyor ve bu bayrağı eğitim yoluyla çocuklara tanımak istiyor. Sakaryalı çocukların mavi bayrağın önemini kavramalarını istiyor. Her hafta bir SGM ile yaklaşık 40 öğrenci Karasu’ya gelerek mavi bayrak ve Karasu plajı, yerinde eğitim ile anlatılıyor. Bu uygulamanın devamında biz de Karasu’yu onara yine yerinde anlatıyoruz. Geçtiğimiz hafta üçüncü grup olan Geyve ekibi geldi. Bugüne kadar yaklaşık 130’dan fazla öğrenciyi Karasu’da ağırladık ve ilçemizi onlara tanıttık. Bu öğrenciler 7-15 ve 14-21 yaş arasını kapsayan gruplardan oluşuyor. Sakarya’nın ilçelerindeki tüm SGM’ler her hafta sırayla Karasu’ya gelmeye devam edecek.

 

 

Uygulamada dikkat çeken yönler neler?

Biz, Karasu’nun bilinen doğal güzelliklerinin tarihi ve kültürel tarafını anlatıyoruz. Örneğin, Acarlar Longozu’nun sadece bir doğal su basar ormanı olmadığını, Karasu’nun dönüm noktalarından biri haline geldiğini anlatıyoruz. Zamanında longozun çok daha geniş olduğunu ve Karasu’yu işgale gelen Yunan ordularının, bu büyük bataklığı geçemediği ve gidilebilecek tek yolun da İpsiz Recep tarafından çok iyi bir savunma ile tutulduğunu anlatıyoruz. Bunu Karasulu pek çok kişi de bilmez. Eğer longoz, Yunan ordusuna geçit vermemiş olsaydı, belki de Karasu’nun tarihteki geçmişi çok farklı olacaktı. Longozun, düşman işgalindeki bu kadar önemli yerini biz kaynaklardan öğrendik. Çocuklarımıza da anlatarak yayılmasını amaçlıyoruz. Sakarya’nın savunmasında önemli bir isim olan ve Geyve’de mezarı bulunan Ali Fuat Cebesoy’un en büyük desteği İpsiz Recep’ten aldığını ve İpsiz Recep’in de Yenimahalle’de yaşadığını Geyveli çocuklara anlattığımızda şaşırıyorlar. Karasu’nun o bilinen yerlerini; işte longoz, işte nehir şeklinde değil, bu yerlerin tarihteki önemleri açısından anlatıyoruz. Bu da Karasu’da ilk kez uygulanıyor. Böylece milli şuuru sadece Çanakkale ve İstanbul’da değil Sakarya’da arayıp buluyoruz.

 

 

İlimiz için bir nimet olan Sakarya Nehri’ni bugün turizme nasıl kazandırabiliriz?

Mesela Limandere’ye kadar tekne turları yapılabilir. Nehrin sağı solu yeşillik ve tam bir doğa harikasına sahip. Zamanında Karasu’da grev yapan eğitimci Nurfettin Karaman, tarihçi arkadaşlarıyla birlikte Bilecik Osmaneli’den tekneye binerek üç günlük bir yolculuk sonrası Karasu Yenimahalle’ye varmış. Sakarya Nehri’nin eğimi ve debisi de ters ulaşıma müsait ve dünyada bu özellik sayılı nehirlerde var. Mesela Tuna Nehri. Zamanında Osmanlı İmparatorluğu, Sakarya Nehri’ni ticaret için gemilerle kullanmış. Bugün de Yenimahalle’den Ferizli’ye kadar turistik geziler yapılabilir. Tuzla’daki Karasu Kalesi’nin 30 dönümlük arazisi üzerine mesire alanları yapılabilir ve kalenin yaklaşık 300 metrelik nehir kıyısına teknelerle çıkılabilir. Bu da en fazla 10-15 dakikalık bir ulaşım süresi demek. Önce Karasu Kalesi’nin turizme kazandırılması ve restore edilmesi gerekir.

 

 

Sapanca SGM’deki bu uygulamayı Karasu’ya taşıyacak mısınız?

Taşımayı elbette isteriz. Ama Karasu Sosyal Gelişim Merkezi (SGM) açıldığında görev alacak müdür ve müdür yardımcıların inisiyatifine kalmış. Uygulama, Sakarya’da beğenildi ve diğer SGM’lerde de uygulamaya alınabilir. Karasu’da bu uygulamayı yapmak ya da farklı bir uygulama yapmak elbette isterim. Karasu’nun tarihi ve kültürel hazinesinin ortaya çıkartılması için elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırım. Projeyi hazırladık ve anlattık. Yukarıdan ilgi gördü ve Sapanca SGM’de hayata geçirdik. Büyük de ilgi gördü.

 

 

Kendi ilçemizin, tarihteki önemli yerini bugüne kadar neden bilemedik?

Türk tarihinin, Çanakkale’si, Gelibolu’su, Malazgirt’i olduğu kadar şaşırmayın ama bir de Sakarya’sı ve en önemlisi Karasu’su var. Osmanlı İmparatorluğu için Karasu’nun önemini bilseniz şaşırırsınız. Dün Osmanlı İmparatorları Karasu’ya önem verip, Karasu’yu işaret ederken bugün de Cumhurbaşkanımız işaret ediyor. Karasu’nun tarihinin, neslimize kadar gelememesinde aslında büyüklerimizin kabahati var. Ama bunu kasten yapmadılar. İlçemiz büyükleri 1877’den beri büyük yokluklar çekmiş. Bu yaşam mücadelesi içinde de kimse tarihle, kültürle uğraşamaz. Köylerdeki erkekler savaşlara gitmiş, gelememiş. Bu nesil ile bizim nesil arasında maalesef bir kopma olmuş. Dede - torun arasındaki bağ kopmuş, savaşa giden gelememiş, doğal olarak geçmişi anlatamamış. Karasulu biri olarak Osmanlı arşivlerine girdim ve Sakarya’yı çok gezdim. Her gittiğim yerde bir Karasu’ya temas çıktı karşıma. Demek ki, Karasu’nun Sakarya için önemi çok büyüktü tarihte.

 

 

Bugüne kadar olan bu kaybı nasıl telafi edeceğiz? Neler yapılması lazım?

Rahmetli Abdülgani Sarı da Karasu için çok çalıştı ve önemli tarihi çalışmalar ortaya koydu. Ben de bu bayrağı daha yukarı çıkartarak devam ettirmek istedim. Yöneticilerimizin çalışmalarımıza değer vermesini istiyoruz. Bu bilgileri kitaplaştırmamız ve kalıcı hale getirmemiz lazım. Karasu’da inanılmaz hikayeler var, bugün bile karşımıza çıkmaya devam ediyor. Karasu’da okullarda kompozisyon veya resim yazılıyor, konu sadece uyuşturucu ile mücadele Çocuklarımızın ufku kısıtlanmış ve daraltılmış. Sakarya’ya bununla tanınıyoruz. Öğretmenlerimize çok iş düşüyor. Karasu’nun değerlerini belirleyip, tarihine inip bunları kompozisyon ve resimlerle ilimize ve ülkemize tanıtabiliriz. Örnek çalışmaları çok şehirde ve ilçede görmek mümkün. Karasu’nun sorununu uyuşturucu gibi lanse etmek yerine tarihinin bilinmemesi gibi bir sorunu ortaya çıkartabiliriz. Daha güzel sorunlarla insanların karşısına çıkabiliriz. Elbette çocuklarımızın sağlığını tehdit eden uyuşturucu ile mücadele edilecek ama okullarda sadece bu konu ile çocuklarımızı kısıtlamak biraz da öğretmenlerimizin eksiği gibi görüyorum. Önce kendileri araştırmalı ve sonuçlarını öğrencilerle paylaşmalı. Karasu’da yerleşim tarihi inanamazsınız ama ilk çağa kadar gidiyor. İlk medeniyetler su kenarında kuruluyordu. Karasu da bu ilk çağda, taş çağında yerleşim açısından denizi ve nehriyle dikkat çekmiş. Bunu hiçbir öğretmen belki de bilmez. Karasulular olarak ilk görevimiz Karasu’yu tanımak ve bizden sonrakilere tanıtmak olmalı.

 

 

Yakın zamanda çıkartmayı amaçladığın Karasu’nun tarihini içerek kitabından bahseder misin?

Kitabımız üç kısımdan oluşacak. Birinci kısım, ilk çağ tarihlerinden Osmanlı İmparatorluğu’na ve Cumhuriyet’e kadar. İkinci kısım, Cumhuriyet döneminden günümüze kadar. Üçüncü kısım ise çok önemli, Karasu’nun yakın zamandaki esnafı, siyasileri ve yetiştirdiği isimleri kapsayacak. Örneğin 1999 seçiminden bahsettik. Karasu’da önemli bir yer olan ve kıyasıya geçen bir seçim yarışı. Karasu’nun yakın anılarını kapsayacak. Mesela Karasu’nun bir değeri olan Roma Dondurması. Bu mekanın, 45-50 yaş civarı insanların ilk buluşma yeri olan o pastane. Rahmetli İlyas Abi’den bahsettik. Köylerimize yer verdik. Yakın tarihi de arşivlemek ve gelecek nesillere anlatmak lazım.

 

 

Vaktini neden Karasu’ya adadın? Ne hedefliyorsun?

Alanımda akademisyen olmak ve ilçeme, sonra da ilime bu alanda hizmet etmek istiyorum. Bu benim için bir aşk, bir tutku. Birileri yol, köprü, şehir yapar ve böyle hizmet eder. Vatanıma ve milletime bu alanda benim anlayışıma göre hizmet bu. Karasu’nun tarihini ve tarihi kültür varlıklarını ortaya çıkartarak ilçeme ve ülkeme hizmet ettiğimi düşünüyorum. Karasu ile ilgili her zaman bir şey yapacağım. Yapıp, bitirip bir kenara bırakmayacağım. Ortaya çıkarmakla da bitmez inanın. Karasu, tarihte dipsiz bir kuyu. Bu kuyuya birisinin inmesi lazım. Bu alanda ne zengin olurum ne de kahraman. Ama Karasu’yu zenginleştirebilir ve Karasu’nun kahramanlarına hayat verebiliriz. Yetkililerden de bu alanda bana destek olmalarını bekliyorum. İş adamlarımızdan destek olmalarını istiyorum. Bu sadece benim çabamla olmuyor. Sivil toplum kuruluşluları ve basının ön ayak olması lazım.

 

Son olarak vermek istediğin bir mesaj var mı?

Rahmetli Abdülgani Sarı bugün hayatta olsaydı çok farklı işler ortaya koyabilirdik. Yerel yönetimlerden ve sivil toplum kuruluşlularından yardım istiyorum. Acarlar Longozu, Karasu’ya kazandırıldı ne oldu? Karasu’da herkes bir anlamda kazandı. Karasu Kalesi ilçemize kazandırılsa, bu kazanç iki katına çıkacak. İpsiz Recep ve diğer ayanlar ortaya çıkarsa, örneğin Karasu’daki tarihi mezar taşları bulundukları yerden alınıp, Hükümet Konağı bahçesinde bir açık hava müzesi haline getirilirse Karasu kazanır. Kültür ve tarih turizmine önem veren çok insan var. Bunlar da çok maliyetli işler değil. Kitap yapmak kolay, ama sadece kayıt altına almak demektir kitap yapmak. Yapılması gereken asıl şey, kültür ve tarih turizmini Karasu’da oluşturmak. İlçemize, tanıtım açısından çok katkı sağlayacaktır. Öğretmenlerden bir isteğim var. TÜBİTAK projelerinde okullarda öğrencilerine Mersin Balığı, Karasu’nun değerleri, fındığı, denizi, kültür mirasıyla ilgili projeler hazırlatsınlar. Bunlar zamanla dikkat çekecektir.