Karasu’nun ilk özel kolej yerleşkesi olacak olan Özel Özşen Koleji ortaklarından Recep Özdemir, Karasu’da eğitimin dünü ve bugünü hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2019 - 2020 eğitim öğretim yılına yetiştirilmesi planlanan özel kolej yerleşkesi hakkında da bilgi veren Özdemir, Karasu Haberleri adına Nevtan Angün ve Esra Aydın’ın sorularını yanıtladı:

 

 

Mesleğiniz avukatlık olduğu halde eğitim alanında yıllarınızı harcadınız. Eğitimin sizdeki yeri nedir?

 

İlgi alanım her zaman eğitim oldu. 1987 Ege Üniversitesi felsefe mezunuyum. Mezun olduktan sonra pek çok yerde felsefe grubu öğretmenliği yaptım. 1995 yılında ise kamu görevimden istifa ettim. Öğretmenlik yaparken İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesini okudum ve yine 1995 yılında mezun oldum. Karasu’ya gelerek, Şakir Şen ile birlikte Özşen Dershanesi’ni kurdum. Yaklaşık 32 yıldır da eğitimin içerisindeyim. 24 yıldır ise hukukun içerisindeyim. Fakat ilgi alanım her zaman eğitim oldu, sınava hazırlanan gençlerimiz oldu. Eğitimin her zaman pratik yönüyle ilgilendim. Özel öğretime girmemin sebebi de uzun yıllar dershanelerde öğretmenlik yapmış olmamdı. Bunun akabinde dershane kurma fikri doğdu. Bugün de Özel Özşen Koleji’ni hayata geçirmek üzereyiz.

 

 

Geçmiş yıllarda Karasu’dan büyük üniversitelere öğrenciler gönderebiliyorduk. Bugün ise bu sayı oldukça azaldı. Bu gerilemenin sebebi nedir?

 

90’lı yıllarda eğitimde kredili sistem geldi. Bu sistem, eğitime büyük zarar verdi. Sonrasında 28 Şubat’ı yaşadık. Eğitime siyasi gözle bakıldı ve çocuklarımız adeta mahvedildi. 2002’de AK Parti iktidara geldi. İlk yıllarda eğitim ülke genelinde ve bölgemizde de gerçekten bir yerlere geldi. Bundan 7-8 sene önce Karasu’dan  ÇAPA’ya, Cerrah Paşa’ya ve Hacettepe’ye en az 4-5 öğrencimiz tıp kazanarak giderdi. 7-8 tane öğrencimiz kaliteli hukuk fakültelerine giderdi. İTÜ’ye, Yıldız Teknik’e mühendisler gönderiyorduk. Bu yüksek üniversitelere giden öğrenci sayımız da 20 civarıydı. Çok sayıda üniversite öğrencisi gönderirken Karasu gibi bir ilçede 20 tane yüksek değerli okullara öğrenci gitmesi başarılı bir grafikti. Bu gerileme sadece Karasu’da olmadı. Ülke genelinde eğitim alanında gerileme yaşandı. Bunun sebebi de sadece Karasu’da değil, farklı konularda aranmalıdır. Hükümetin eksiği, eğitim işini zamanında cemaatin eline bırakması oldu. Cemaatle ara açılınca eğitim alanında da taşlar oynadı. Ayrıca, başarısız öğrencilerin sınıf geçirilmesi, kurullardan geçirilmesi, bu yıl geçsin, aman kalmasın düşüncesiyle sınıfta kalmanın zorlaştırılması ve en önemlisi kılık kıyafet serbestliği eğitimde seviyeyi zamanla düşürdü.

 

 

Dershaneler öğrenci için ne kadar faydalı? Hükümetle cemaatlerin arası bozulunca alınan önlemler öğrencilerde ne etkiye sebep oldu?

 

Dershaneler, özellikle bizim gibi taşradaki öğrenciler için oldukça faydalı oluyordu. O zamanlarda da devlet, cemaatin dershanelerinin yanındaydı. Kaymakamlıklar dahi, sosyal yardımlaşmalarda çocukları o dershanelere yönlendirdi. Cemaatle problem başlayınca, özel eğitim kurumları ve dershanelerin hepsi birden kötü ilan edildi. Mesnetsiz bir şekilde tüm dershaneler aynı kefeye konuldu. Buralarda eğitim alan çocuklarımız da mağdur duruma düştü. Maddi imkanı olmayan ve özel ders alamayan öğrenciler dershanelerden besleniyordu. Bugün en düşün özel dersin saati 70 lira. Dershaneler de ise bir saati 5-10 lirayı bulmaz. Karasu’da kim çocuğuna 500 saat özel ders aldırabilir?  Bu aileye 35 bin liraya mal olur. Ama dershanelerde bu eğitimi çok daha ucuza alabiliyor.  Dershanedeki öğretmenler, çocukları soru gelebilecek konulara hazırlıyor. Bu da artı bir avantaj. Dershaneler kapatıldıktan sonra isimleri özel eğitim kursu oldu. Dershanelerin hepsi böylece bir tehdit altına girdi. Özel eğitim kursları tek bir ders verebiliyor. Ya Türkçe, ya fizik ya başka ders. Ama sınavda çocuğa 8 dersten soru soruluyor. Çocuklar bu kursların hepsine ayrı ayrı nasıl para bulup da kayıt olabilecek?

 

 

Dershanelerin kapatılması konusunda yanlış yapılan neydi?

 

Anayasa Mahkemesi’nin dershane yasasının iptali çok önemli. Anayasa Mahkemesi, iptal kararında aynen şunları söylüyordu: “Devlet, özel eğitim kurumlarını kapatamaz. Devlet, vatandaşın bilgi edinme hakkının önünde set oluşturamaz. Devlet, müteşebbisin de bu alanda yatırım yapmasına engel olamaz. Devlet, düzenler ve denetler” Bu durumda kurumlar iyi denetlenmeliydi ve cemaatlere o dönemlerde pek çok şey peşkeş çekilmemeliydi. Şimdi de bu işi iyi yapan ayakta kalmalı ve yapamayan da gitmeli.

 

 

Dershanelerin kapatılması, Karasu’da halen hizmet veren Özşen için olumlu mu, olumsuz mu oldu?

 

O dönemlerde bizim öğrenci sayımız yıllık 600-800 arası oluyordu. Şimdi tüm eğitim kurumları kapandı, Karasu’da tek kaldık. Ama öğrenci sayımız 200-300 arası anca oluyor. Normalde tek kaldık, sayımızın artması gerekirken bir düşüş söz konusu. Bunun gerekçesi ise şu: Okullara talimat verildi, her okul kendisi kurs açtı. Devleti idare edenler, basın yoluyla velilere “Kayıt yaptırmayın”, çocuklara da “Gitmeyin” şeklinde telkinlerde bulundular. Bugün ise Türkiye’nin her ilinde üniversite var. O kadar çoğaldı ki üniversiteler, artık çocuklar soru çözmeden dahi üniversite kazanabiliyor. Üniversite arttı ama beraberinde nitelik de azaldı. Diğer bir sebebi de bu.

 

 

Karasu’nun eğitim seviyesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Karasu’nun eğitim camiasındaki tüm arkadaşlarımız oldukça gayretli. İlçe Milli Eğitim Müdürü’müzden, şube müdürlerine ve kadrosuna kadar, okul müdürlerimizden öğretmenlerimize kadar herkes elinden geleni yapıyor. Fakat geçmişten beri çocuklarımızın içindeki ruhu adeta çaldık ve onlara maddi olarak çok şey verdik. Bu da onların algılarının dağılmasına ve eğitim seviyelerinde düşüşe neden oldu. Çocuklarımızda hedef kalmadı. Altlarında araba, ellerinde tablet, telefon, bilgisayar ve sosyal medya… Hem ilgi alanları dağılıyor hem de elde edecekleri bir şeyin zorluğunu yaşamıyorlar. Hayal edecekleri bir şey kalmıyor. Aile de hırs vermeyince onlara en büyük kötülük yapılıyor. Bu da öğrencilerin çabasını düşürüyor. Eğitimcilerimizin gayreti de karşılıksız kalıyor. Eskiden kara tahtalar vardı ama öğrencilerimiz akıllıydı. Bugün kara tahtalar akıllandı ama öğrencilerimiz karardı. Sebebi ise çocuklarımızın içlerinden ruhları alındı.

 

 

Karasu’da özel okul açma fikri nasıl oluştu?

 

Özşen Dershanesi’ni açtığımız yıllarda, bugün özel okulumuzun yapılmış olduğu arsayı da aldık. O zamandan beri, yani 10 yıldan fazladır özel okul düşüncemiz vardı. Ama ekonomik sebepler ve içerisinde bulunduğumuz şartlar buna izin vermedi. İncelediğimiz ve bize en uygun olan gelişmiş eğitim sistemlerinin Japonya, Singapur, Finlandiya ve Güney Kore gibi ülkelerde olduğunu gördük. Müfredat dar ama sosyal etkinlik ve pratik, üretim daha fazla. Bizde olması gereken sistem de bu olmalı. Özel okullarımızda müfredatın yanı sıra sosyal, pratik ve üretici eğitim modelini de uygulamak istiyoruz. Hobi bahçeleri, beceri atölyeleri, spor alanları gibi etkinlik ağırlıklı bir eğitim vermeyi hayal ettik. Uygulayacağımız modelin de tüm okullarda benimsenmesini hedefliyoruz. Bu modeli de ancak özel okul bünyesinde verebileceğimiz düşüncesine vardık.

 

 

Özel Özşen Koleji hakkında bilgi verir misiniz?

 

Anaokulu, ilkokul, ortaokul ve liseden oluşacak olan Özel Özşen Koleji yerleşkesi, Karasu – Kocaali yolu (Ankara Caddesi) üzerinde yer alıyor. Kolejimizi 2019-2020 eğitim öğretim yılına yetiştirmek için günde 50’den fazla personel kolej inşaatında görev almakta. Yaklaşık 800 civarı kontenjanımız olacak. Bina özelliklerine değinirsek, en basitinden yerleşkemizde 56 adet tuvalet kabini mevcut. 99 adet sınıf ve odamız mevcut. 11 adet yangın çıkış kapımız olacak. Üç adet de yangın merdivenimiz var. Özel teşebbüsün taptığı eğitim binaları içerisinde en büyüğüne sahip olacağız. Toplamda 6 bin metre karelik kapalı alanımız üzerine kuracağımız yerleşkemizde, bahçe, yüzme havuzu, spor salonları ve laboratuvarlar da mevcut. Her eğitim binamızda 250 - 300 metrekare arası teneffüs alanlarına yer verdik. Bina önemli ama bizim için asıl önemli olan öğrencimizin taşıdığı ruh ve hırs. En büyük hedefimiz de öğrencilerimizin sokakta kendini gösterebilmesi ve farkını karakteriyle, kişiliğiyle, hareket ve terbiyesiyle ortaya koyması. Eğitim modelimizde buna ağırlık vereceğiz. Anaokulundan alıp, üniversiteye kadar hazırlayacağımız öğrenciyi her yönüyle tanıyıp, onu doğru üniversiteye yönlendireceğiz. Halkımız, okulumuzla ilgili detaylı bilgileri, yakın zamanda hizmete açılacak olan www.ozsen.com.tr internet sitemizden de alabilecekler.

 

Veliler niçin Özel Özşen Koleji’ni tercih etmeli?

 

Öncelikle çocuklarımız, özel okul kalitesi ve şartlarında eğitim görecek. Çocuğun potansiyeli neyse, biz onu ortaya çıkartmaya çalışacağız. Çocukları bir rekabet içerisinde eğitmeyeceğiz. Her öğrencimiz, kendi özelliği ve potansiyeline göre bireysel yönlendirmeye tabi tutulacak. “Bize çocuğunuzu verin, biz size çocuğunuzu düşünen, üreten ve etik değerlere göre davranan birey olarak geri verelim” sloganıyla eğitim vereceğiz. Bu konuda da iddialıyız ve ilk yılımızdan itibaren de başarı grafiğimizle kanıtlayacağız.

 

Karasu yakın veya uzun vadede özel üniversiteye de ihtiyaç duyacak mı?

 

1995 yılında Karasu’ya dershane kurmaya gelirken, bizden önce bir dershane açıp kapatan kişi ile konuştuğumda bana “Karasu’da dershane açmak delilik. İstifa edip de Karasu’da dershane mi açılır?” dedi. O gün gittim ve istifa ettim. 10 yıl önce de Karasu’da özel okul fikri delilik olarak görülüyordu. Yarın ise Karasu elbet özel üniversiteye ihtiyaç duyacak. Ama yakın vade için bu mümkün değil. Hem nüfusumuzun artması hem de ihtisas alanlarının olması lazım. Uzun vadede bu mümkün olacak. Bugün bunun temellerini de atmak lazım. Belki 10 yıl sonra özel üniversitenin de temelleri atılır ve bunun da öncüsü olmak isteriz.

 

RÖPORTAJ: Esra Aydın - Nevtan Angün